23 Haziran 2012 Cumartesi

Erkek Dedikodusu 2



         Erkek Dedikodusu
         French Oje & T. B.
         Dizüstü Edebiyat
         “O” Kitaplar

         2011 yazının en eğlenceli romanı Erkek Dedikodusu, kaldığı yerden tüm heyecanı, eğlencesi, kahkahası ve romantizmiyle devam ediyor… İlk
kitapta hasbelkader tanışıp, bu kez gerçek birer arkadaş olan kızlar iyice kaynaşmış durumda. Aralarından su sızmayan Derin ve Pera, birbirlerini yerden yere de vuracak, yalanlar da söyleyecekler. Büyüyünce kadın olmak kolay değil.

         Derin’in düğününde bekârlar masasını VIP masaya çeviren, şehrin en gözde bekârı Pera, o gece Can ile karşılaştı mı? Derin’in evliliği nasıl gidiyor? Derin, Cem’in ailesinden kabul görecek mi? Evlilik muhteşem bir şey mi yoksa hayal etmeye bile değmeyecek bir deneyim mi? İlk kitapta yalnız bıraktığımız Pera, gerçek aşkı bulabilecek mi yoksa yine gözde bekâr olarak kendini mi avutacak?
        
         Yeni eklenen eğlenceli karakterleri ve yepyeni damat adaylarıyla Erkek Dedikodusu 2 – Bu Gece Hiç Bitmesin, bu yaz tüm sorunların cevaplarıyla, en yakın arkadaşınız olup başucunuza yerleşiyor.

         İlk kitapları Erkek Dedikodusu sayesinde tanıştığımız, arkadaş olduğumuz, bol bol dedikodu yaptığımız French Oje ve T. B., bu yaz da bizi yalnız bırakmıyorlar. Onlarla konuşmayı özlemişiz.

         Masum bir dedikoduyla başlayan bu hikâye bugün büyük bir hayran kitlesine ulaşmış durumda. French Oje ve T. B.’yi günde yaklaşık 70.000 kişi okuyor. İster aşkı arayan olun, ister aşktan bunalan, aradığınız cevapları bu iki kadının sözlerinde bulacaksınız.

         (Arka Kapaktan)

         Erkek Dedikodusu’nun devamı. Derin ve Pera’nın yaşamını anlatmaya kaldığı yerden devam ediyor bu kitap. Yine çok eğlenceli yine çok komik. Araya da küçük hüzünler sıkıştırılmış bu kez ve tabii yeni karakterler de var. Okumanızı tavsiye ederim. 

22 Haziran 2012 Cuma

Erkek Dedikodusu



         Erkek Dedikodusu
         French Oje & T. B.
         Dizüstü Edebiyat
         “O” Kitaplar

         Derin ve Pera, birbirini tanımayan iki kadın, ortak bir arkadaşlarının düğününde “bekârlar masası”na düşerler, bu talihsizliklerini sohbetle bastırmaya çalışırken, koyu bir muhabbet başlar. Derin ve Pera’nın birbirlerine anlattıklarını, sırlarını, güldüklerini, ağladıklarını dinlerken masadaki 3. kişi olarak sizin de sohbete dâhil olmamanız mümkün değil. Her türlü dedikodunun döndüğü masaya davetlisiniz, bakalım Derin ve Pera neler anlatacak? Neler yaşayacaklar?

         French Oje hiç sektirmeden, yıllarca okuyucularına “kızlar prenses, erkekler ölsün” deyip durdu. T. B. Yıllarca nişanlısından kendisine o beni prenses peri sannıyooo” şarkısını gönderdi durdu. Liseden beri hiç ayrılmayan muhteşem ikili French Oje ve T. B. “Bulaşmadığımız bir aktivite kaldı mı?” diye düşünürken kendilerini kitabın başında buldular. Birbirinden Resul Balay ve George Michael, Küçük Ceylan ve Chris Martin, Cindy Crawford ve Kaddafi kadar farklı olan kızlar, erkek dedikodusu konusunda kendilerini bile şaşırtacak kadar uyumlu çıktılar. Bütün kızların kendi aralarında dönen erkek dedikoduları bir kurgunun içinden gizli gizli erkeklere gülümsemeye başladı. Twitter’da da @french_oje ve @tugce_tb nickleriyle tanınan ikili, kendilerini yılların blogger’ı olarak tanımlarken; onları tanıyanlar, 10 yıllık ilişkisiyle alıp başını giden nişanlı T. B.’yi alkışlayıp, 10 yıllık bekârlığıyla kırıp dizini oturan nişansız French Oje’yi de oturarak teselli ediyorlar. Ve bu ikisi her ortama çok iyi geliyorlar!

         (Arka Kapaktan)

         Duymayan, bilmeyen yoktur herhalde French Oje ve T. B.’nin yazdığı kitabı. Hem eğlenceli, hem düşündüren, hem de herkesin hayatından birer kesit bulacağı güzel yazılar var kitabın içinde. Derin’le Pera’nın hikâyesi…
         Bu sıcak yaz günlerinde eğlenceli bir şeyler okumak isterseniz bu kitabı tavsiye ederim.
         Dikkat: Kendi kendinizi kahkahalarla gülerken yakalayabilirsiniz. 

20 Haziran 2012 Çarşamba

İmkânsızın Şarkısı




İmkânsızın Şarkısı
Haruki Murakami
Çeviren: Nihal Önol
Doğan Kitap

“Ne yaptığını bilen, riske giren, dünya çapında bir yazar.” Washington Post Book World

“Odasında yatağının üstünde kucaklaştık. Onun uyku tulumunun içinde, yağmuru dinlerken öpüştük, sonra da şundan buradan konuştuk, her şeyden, dünyanın oluşumundan tut da, rafadan yumurtanın nasıl pişeceğine değin.”

68’in esintilerini taşıyan üniversite hayatı ile müziğin muhteşem bir harmanı. Sonsuz bir sevecenlik ve şiirsellik, yoğun bir erotizm. İmkânsızın Şarkısı, genç bir adamın güçlüklere birlikte göğüs germe umuduyla ilk aşkına geri dönüşünün olağanüstü hikâyesi. Salinger ve Fitzgerald etkisi taşıyan romanda, Murakami’nin yaşamöyküsünden yansımalar da var.

Haruki Murakami, 1949’da Kobe’de doğdu. Vaseda Üniversitesi’nde klasik drama eğitimi gördü. İlk romanı Kaze no oto vo kike, 1979’da yayınlandı. Ardından Gunzou Edebiyat Ödülü’nü aldı. Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu’yla (1985) Tanizaki Ödülü’ne, Yaban Koyununun İzinde’yle (1989) Noma Edebiyat Ödülü’ne ve Zemberekkuşu’nun Güncesi’yle (2005) de Yomiuri Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Murakami’nin Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında (2007) ve Sahilde Kafka (2009) adlı romanları da Doğan Kitap tarafından yayınlandı. Japonya’nın en önemli ve popüler yazarlarından biri olan Murakami’nin eserleri kırkın üzerinde dile çevrildi.

(Arka Kapaktan)


Haruki Murakami ve kitapları hakkında o kadar çok şey okudum ve dinledim ki mükemmel bir şeyler okuyacağımı sandım açıkçası. Ama bu kitap tam bir hayal kırıklığı oldu benim için. Belki de beklentimin yüksek olmasındandı, bilemiyorum.
Kolay okunur bir kitap ama öyle çok önemli bir kurgusu da olay akışı da yok. Beni şaşırtan hiçbir şey de olmadı okurken.
Belki de yanlış kitabından başladım okumaya, bilemiyorum. Bundan dolayı diğer kitaplarını da okumak istiyorum. Belki o zaman fikrim değişir, kimbilir.

Türkiye’de basım yıllarına göre kitapları şöyle:
İmkânsızın Şarkısı (2004)
Zemberekkuşu’nun Güncesi (2005)
Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında (2007)
Yaban Koyununun İzinde (2008)
Sahilde Kafka (2009)
Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu (2011)
1Q84 (2012)

12 Haziran 2012 Salı

Kuşadalı Bir Yurttaş



         Kuşadalı Bir Yurttaş
         İsmail Dirim
         Hazırlayan: Etem Oruç
         Cumhuriyet Ofset

         Bu kitapta Sevgili İsmail Amcanın anıları anlatılmakta. Kendisiyle huzurevinde tanıştım ben. Derneğimizle yaptığımız huzurevi ziyaretinde tanıştık yani. O da orada kalıyordu. Biraz sohbet ettikten sonra ortadan kaybolmuştu. Kimse anlam verememişti buna. Daha sonra elinde bir sürü kitapla geri geldi ve bize bu kitabı dağıttı. ‘Burada benim anılarım var gençler, alın okuyun, hediyem olsun.’ Dedi. Okudum ben.
         Üstelik bazı anılarını da kendisinden dinleme şansım da oldu. Kendisi tam bir doğa aşığı bu arada. Kitapta Kuşadası sokaklarında yaşına başına aldırmadan çöp toplayan birini görürseniz hiç şaşırmayın; o İsmail Dirim’dir diye bahsediyor Sayın Etem Oruç. Aynı zamanda koyu bir Kuşadası aşığı ve Kemalist.
         Kuşadası’nı turizm cenneti yapan sayılı insandan biri. Kuşadası’nda ilk hediyelik eşya dükkânı açan kişi. Okullara Atatürk büstü yaptıran, sahildeki Atatürk Anıtını yaptıran, Uğur Mumcu Anıtını yaptıran bir vatansever…