27 Şubat 2018 Salı

Anlatış


         


         Anlatış
         Ursula K. Le Guin
         Çeviren: Kemal Baran Özbek
         İthaki Yayınları

         “Le Guin Anlatış’ta kurgusunu hem şairene yazıyor hem de alegorinin derinliğiyle kusursuzca birleştiriyor.”- Jonathan Lethem
         “İnanmaksızın bir inancın ilkelerini öğrenmek melodi olmaksızın şarkı söylemeye benzer.”
         Ursula K. Le Guin, bilimkurgu ve fantazi edebiyatına damga vurmuş en büyük yazarlardan; amiyane tabirle türün kraliçesi. Le Guin, Hainli Döngüsü’nün son parçası olmasının yanı sıra yazdığı son bilimkurgu romanı da olan Anlatış’ta Taocu denge arayışı çerçevesinde, bilim ve gelenek çatışması üzerinden ötekilik ve iletişim gibi temalara eğiliyor.
         Edebiyat ve tarihle arası iyi olan Sutty, baskıcı bir rejimin altında değerlerin nasıl kaybolduğunu, tarihin nasıl silindiğini görmek, bu rejimin ulaşamadığı noktalardaki direnişi incelemek, efsanelerde bahsedilen hikaye anlatıcılarının dünyasını keşfetmek için Yerküre’den ayrılıp Aka gezegenine bir yolculuğa çıkar.
         Geride bıraktığı gezegeni ile vardığı gezegen arasındaki farklar dehşete düşürücü, benzerlikler ise düşündürücüdür. Aka’da bilim ve ilerleme uğruna bir “bilim distopyası” yaratılmıştır ve Sutty de kaybolan geleneklerin ve Anlatış’ın takipçileriyle görüşmek üzere Okzat-Ozkat’a gitmekle görevlendirilir. Birçok önemli değeri simgeleyen bir kültürü, usul usul sürdürülen bir geleneği de ortaya çıkarır: Hikaye anlatıcılığı.
         Din tanımayan teröristler ile tapınmadan duramayan teröristler arasında bir fark var mı? Bir distopyaya tarafsız bir şekilde yaklaşılabilir mi?
         Anlatış, yazının hafızası.
         (Arka kapaktan)
        
         Şubat ayının son kitabı Anlatış. Aynı zamanda Sabitfikir Okuma Kulübümüzün de şubat kitabıydı ve ben neredeyse tüm şubat ayı boyunca okudum kendisini.
         Bilimkurgu okumaktan hiç hoşlanmam normalde. Ama bu ay Le Guin okuyacağımızı bildiğimden ocak ayında Le Guin’in Yerdeniz serisine başlamıştım. İyi olur diye düşünmüştüm açıkçası ama hiç alakaları yok. Yerdeniz serisi fantastik türde zaten.
         Kitabı tüm ay boyunca okumamın sebebi tabiiki de okurken zorlanmamdı. Bunun sebebi hem bilimkurgu olması hem de Hainli Döngüsü diye bahsedilen serinin son kitabı olması. Kitaplar seçilirken arkadaşlardan biri bunun döngünün kitabı olduğunu ve bağımsız başka bir kitap seçsek daha iyi olur demişti ama sonradan tek başına da okunabiliyormuş bilgisini alınca değiştirmedik. Ama ben de dahil gruptaki kimse kitabın başlarında kitaba girememiş.
         O kız oralara neden gidiyor, iyi mi kötü mü bu insanlar neyi saklamaya çalışıyorlar falan. İnsan sürekli bir sorgulama halinde oluyor.
         Hainli Döngüsünü Le Guin’in bahsettiği sırayla okumak gerek bence. Bir gün hepsini okumayı isterim ben de.
        

25 Şubat 2018 Pazar

Guguk Kuşu Bencil Değildir


         


         Guguk Kuşu Bencil Değildir
         Mahmut Yılmaz
         Alakarga Yayınları

         Bu kitabı sipariş verirken çocuk kitabı olabileceğini hiç düşünmemiştim. Çünkü sitede hiç kitap hakkında açıklama yoktu. Açıkçası ismine de vurulmuştum. Ama zaten ben çocuk kitabı okumayı da çok sevdiğimden sorun değil benim için açıkçası.
         Kitap, bir çocuğa annesinin guguk kuşlarının yaşamları üzerinden bencilliği annlatmasını içeriyor.

24 Şubat 2018 Cumartesi

Arasan Gizlidir, Aramasan Aşikâr


         


         Arasan Gizlidir, Aramasan Aşikâr
         Feridüddin-i Attar
         Çeviren: Firdevs Pürçekli
         Alakarga Yayınları

         Toprak alçak, gök yüce
         Böyledir onun tekliği

         Su, ateş, toprak, rüzgar
         Hepsinde onun adı var
        
         Yoğurdu kırk gün toprağımızı
         Bunda ol demekle var etti bizi
        
         İranlı büyük şair Feridüddin-i Attar’ın Mantıku’t-Tayr’ının tanrı’ya övgü bölümü şiir diliyle Türkçede.
         (Arka kapaktan)

         Kitap tanrıya övgüler düzen uzunca bir şiirden oluşuyor. Ama çevirisinden midir (çünkü şiir çevirilerinde bazen duygu geçisi tam yansımıyor dilimize) yoksa başka bir eserin sadece tanrıya övgü kısmı alındığından mıdır nedir biraz eksik hissettirdi bu kitap bana. Ne sevdim ne sevmedim yani.


23 Şubat 2018 Cuma

Ben Türk Kızı Nasılım


         


         Ben Türk Kızı Nasılım
         İsolde
         Alakarga Yayınları
        
         “Eline aldığı üç narı birer el bombası gibi fırlattı yemekhanenin terasına, üçü de kan dolu birer balon gibi patlamış ve terasın yarısını kırmızıya boyamıştı. Hevesle eğildi ve yerdeki nar tanelerini bir tavuk gibi gagalamaya başladı, elleri kullanmak kesinlikle yasak, demişti BurçTanrısı, aşk ve şans için biraz zorluğa katlanacaksınız!”
        
         İsolde kim?
         Eyfel manzaralı selfienize başını uzatan kendini bilmezin biri İsolde! Akraba düğünlerine makyajsız gidiyor, tektaşa uzanan elinize vuruyor! “Sarışın” dayatmasınından fena halde sıkılmış durumda. Saçını boyatmak isteyenlee mavi ve yeşili öneriyor. Kadınların kendilerini erkeklerin fantazilerini gerçekleştirmekle yükümlü hissetmelerini kabul edemiyor. Kadınlara erkeklerin oyuncağı değil, oyun arkadaşı olmayı öneriyor.
         İsolde kim?
         Yanınızdaki cadı İsolde, son cadı!
         (Arka kapaktan)

         Aslında bu kitabı isminden dolayı almıştım. Yani Edip Cansever’in Ben Ruhi Bey Nasılım kitabını andırıyor ismi. Ya çok ciddi bir şey ya da çok abdürd bir şey çıkacaktı karşıma.
Uzun zamandır bu kadar eğlenerek okuduğum bir kitap olmamıştı doğrusu. Zavallı kızlarımızı bir koca/sevgili bulabilmek için girdikleri/düştükleri halleri anlatıyor kitap. Ne yazık ki bir çoğunu çevremde gördüğümü söyleyeceğim. Yani gülerek, eğlenerek okudum ama bir yandan da “neden böyle oluyor” diye sorgulamaktan alamadım kendimi.
         Güzel kardeşlerim/arkadaşlarım olsun diye oldurduğunuz hiçbir ilişki sağlıklı olmuyor. Fazla zorlamayın ve kendinizi sevin.


22 Şubat 2018 Perşembe

Aramızdan Hüzün Yıllar Geçti


         


         Aramızdan Hüzün Yıllar Geçti
         Selin Tümöz Özmen
         Iq Kültür Sanat Yayıncılık
        
         Bir oyun gibiydi ilk başta.
         Memlekette oyunlar dönüyordu;
         Bizim başımız dönüyordu.
         Damarımızdan serum gibi çekiyorduk hayatı...
         Birbirimizi sevmemeliyiz demiştim sana!
         Alkolsüz gecelerimde,
         İçimden geçirmiştim;
         Diyememiştim belki de...
         Sol kolum acıyor uzun zamandır;
         Sen inanmıyorsun,
         Her gece çağırıyorsun beni!
         Bırakıyorum gölgemi duvarıma...
         (Arka kapaktan)

         Bu kitabı da ismine vurulup almıştım. Arka kapak yazısında da kitaba ismini veren şiirin bir kısmı var. Oldukça başarılı şiirler var bence içinde.
         Bu kitabı okumanızı öneririm.

Bürde Ağrısı


         


         Bürde Ağrısı
         Tugay Kaban
         Ferfir Yayınları

         Okuma zorluğu çektiğim zamanlarda hep şiir kitaplarında gidiyor elim ve bu ay bir siteden büyük bir alışveriş yaptım. Bu alışverişin de yarısı şiir kitaplarından oluşuyor. Kitaplığımda pek şiir kitabı kalmamıştı zaten. O yüzden bu aralar sık sık şiir kitabı görebilirsiniz blogda.
         Yine güzel şiirler okudum. Oldukça etkilendiğim birkaç tane de buldum. Ara ara dönüp okurum yine.

21 Şubat 2018 Çarşamba

İzmirin İçinde İnce Minare


         


         İzmirin İçinde İnce Minare
         Fethi Savaşçı
         Sanat Koop Yayınları

         Fethi Savaşçı 1930 yılında Ödemiş’in Birgi bucağının Taşpazar köyünde doğdu. Çok değişik işlerde çalıştı, ırgatlık, hamallık yaptı, belirli bir süre İzmir’de gazetecilik yaptı. Uzun süreden bu yana Almanya’da işçi olarak yaşamını sürdürüyor. Bu güne dek şiir ve öykü olmak üzere on beşi aşkın kitap yayınladı.
         İnce duyarlılıklara, yalın sözcüklerle anlam kazandırır şiirlerinde Fethi Savaşçı. Bugünün insanını emeğin duyarlığıyla kucaklarken, anlamlı dostlukların sıcaklığını ulaştırır dizeleriyle bize. Onun şiirleri, sınırsız uzaklıkların özlem derinlikleriyle doludur.
         (Arka kapaktan)

         İçinde yaşadığım (ya da bir süre olsa da yaşadığım şehirlerin isimleri geçen kitapları özellikle okumak istiyorum. Bir kitapçının kapısının önündeki sepette çıktı karşıma bu kitap da. Hemen aldım tabii ki. Onu orada bırakamazdım.
         Güzel bir şiir kitabıydı.

20 Şubat 2018 Salı

Kırlangıçların Direnişi


         


         Kırlangıçların Direnişi
         Kemal Kırlangıç
         Etki Yayınları
        
         Yazarın bu güne kadar yayınlanmış beş eseri vardır. Bunlar; “Kanlı Hamur (Roman), Kovanın Balı (Fabl), Savunma Açısından 12 Eylül (Hukuk, araştırma, inceleme ve tanıklık), Politik Yargı ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri (Hukuk, inceleme ve araştırma), Sanık Yasalar (Hukuk, inceleme, araştırma), Yılan Kırkanlar (Öykü), Kırlangıçların Direnişi (Fabl) ile Torunlarıma Mektuplar (Mektup)” isimli kitaplardır.
         Bunlar dışında sayısız dergi ve gazetelerde yazıları yayımlanmıştır.
         (Arka kapaktan)
        
         Tahmin edersiniz ki bu kitabı bir fabl olduğu için okudum. Bildiğim kadarıyla Türk yazarların arasında çok fazla fabl yazan yok çünkü.
         Hikaye kırlangıçların ağzından anlatılmış. Güzel bir alt mesajı var.

19 Şubat 2018 Pazartesi

Çay Kitabı


         


         Çay Kitabı
         Kakuzo Okakura
         Çeviren: Ece Attila
         Alakarga Yayınları
        
         Kış sonu çay odasına girdiğinizde yabani kirazın ve kamelyanın tomurcuklandığını görebilirsiniz, bu durum kışın yerini alacak baharın habercisidir.
         Klasik Uzak Doğu’nun gizemli dünyası... Gökyüzü ile yeryüzü arasında anlam arayışına koyulmuş insan... Zen törenleri, çiçeklerin yapraklarından bilgece mesajlar çıkarmaya çalışan çay erbapları... Bu küçük kitap geçen yüzyılın sonunda Kakuzo Okakura’nın elinden çıkmış. Okakura, Batı’nın gün geçtikçe çığrından çıkan sanayi tutkusuna, doğadan uzaklaşma tehlikesine, toprağın bağrını delen çılgınca yapılaşma arzusuna karşı koymuş. Çay Kitabı, dünyada artık bir klasik olarak yerini almış. Ama bakış açısı bugün için öylesine taze ki, onu ülkemizin çaysever okuruna ulaştırmayı görev bildik.
         Çayla tereyağının ilişkisi... Bitki çayları, baharatlar arasındaki amansız savaştan çayın zaferle çıkışı... Budist rahiplerin çay sevgisi, çay odaları, törenler, çay kültürü üzerine kurulmuş hükümdarlıklar... Çay Kitabı’nı okuyun...
         (Arka kapaktan)

         Hem çaysever biri olduğumdan hem de Japon yazarların kitaplarını okumaya çalıştığımdan oldukça merak ederek aldım bu kitabı. Küçük bir kitap olmasına rağmen çay ile ilgili birçok ilginç bilgiye ulaşabiliyorsunuz bu kitapta.
         Kitap; Çay ve İnsanoğlu, Çay Ekolleri, Taoizm ve Zen, Çay Odaları, Sanatın Değerlendirilmesi, Çiçekler ve Çay Ustaları olmak üzere 7 bölümden oluşuyor.

18 Şubat 2018 Pazar

Hayatım Roman(ya)


         


         Hayatım Roman(ya)
         Jale T. Elhadef
         Epsilon Yayınları
        
         Sevgili okuyucum,
         İçinde yaşadığımız bir çorba değil mi hayat? Bir kepçe de benim elimden içmeye ne dersiniz? Tadını beğenmenizi sadece umabilirim; ancak şunu söylemem mümkün: Satırların arasında tanıdığınız insan halleriyle, başkaları için önemsiz olabilecek ama sizi zamanında derinlemesine etkilemiş yaşam ayrıntılarıyla karşılaşacaksınız, hatırlayacaksınız. Yazdıklarım, hayatı çok daha ağır koşullar altında yüklenmiş olan insanlara pek hafif gelebilir, ama yaşam durduğumuz noktaya göre her birimize farklı görünmez mi? Hepimiz için şeytan ayrıntıda değil mi?
         Kitap yazmaya karar verdiğimde, öncelikle Romanya’da yaşadıklarımı paylaşmak istedim okuyucumla. Kabuğumun dışındaki dünyayı fark ettiğim, hayatı kavradığım bir süreçti Romanya benim için. Geçmişe dair anlattıklarımı da bu yeni “ben” yazdı. Önyargılardan kendini soyutlayarak, dışarıda durup geçmişe bakarak...
         Görelim bakalım, Romanya öncesi nasıldı hayatım ve sonrasında nasıl değişmiş; değerler, kavramlar, ilişkiler ne hal almış? Geçmiş nasıl da gelecekle örtüşmüş.
         (Arka kapaktan...)

         Yazarın Romanya’da geçirdiği üç yılını okuyoruz kitapta. Romanya’ya eşinin işi vasıtasıyla gidiyorlar ve hayatlarında Romanya bahsi geçmeye başladığından itibaren bir önyargıyla donanıyor bence yazar. Yani insanın alıştığı çevreden ve yaşadığı ülkeden kopması zor olabilir ama bu kadar önyargıyla dolup taşmanın nedenini anlayamıyorum doğrusu. Gidince de türlü türlü aksiliklerle karşılaşıyorlar ve bence kişi ne kadar isyan edip, karamsarlığa kapılırsa o kadar belayı üzerine çekiyor.
         Yani kitapta yazarın Romanya anılarını değil de daha çok Romanya’dan şikayetlerini okuyoruz diyebilirim. Çok hoşlandığım bir kitap olmadı bu yüzden.


17 Şubat 2018 Cumartesi

Şehirden Bir Çocuk Sevdin Yine


         


         Şehirden Bir Çocuk Sevdin Yine
         Cezmi Ersöz
         Öteki Yayınevi

         Yaktın masum hırslarını geliyorsun
         Oysa bir bilsen, seni ona taşıyan şehir
         Şaçını bağladığın iple bile alay ediyor
         Ah! Bir bilsen herkes tetikte
         Sense böyle hesapsız, böyle sevinçle
         Ah! Bir bilsen
         Sadece güzelliğin tutuyor acımasızlığın kapılarını
         Yaktın masum hırslarını geliyorsun
         Şehirden bir çocuk sevdin yine
         (Arka kapaktan...)

         Dün Japonca kursundan çıktıktan sonra hava güzel diye biraz dolaşmak istedim ve Karşıyaka’nın ara sokaklarında bir kitaçı keşfettim. Adı Smyrna Kitabevi. Genelde ikinci el kitaplar vardı ama sıfır kitaplar da satıyorlarmış. Oadan beş adet kitap aldım ve biri de buydu.
         Eve dönerken yolda hemencecik okudum kitabı. Cezmi Ersöz ile tanışmam lise bire denk gelir. İlk kitabını 15 yaşımdayken okumuştum ve kalemi beni büyülemişti. Büyüdükçe başka kitaplarını da okudum ama pek peşine düşmüyorum kitalarının. Karşıma çıkınca alıyorum sadece. Bu arada bir kitap fuarında kendisiyle tanışıp, sohbet etme fırsatım da olmuştu.
         43 sayfalık küçücük bir kitaptı ama içindeki şiirler oldukça doluydu bana göre. En çok sevdiğim ise kitaba da adını veren Şehirden Bir Çocuk Sevdin Yine isimli şiir oldu.

Tanrı Mandalina Ağacına Tırmanınca


         


         Tanrı Mandalina Ağacına Tırmanınca
         İrem Karabaş
         Alakarga yayınları
        
         Sahi onlar hangi zamanlardı? Çamaşırların iplerde unutulduğu, yataklarımızda is ve kurum kokusuna uyandığımız sabahlar. Kızarmış ekmek kokusunda içilen tavşan kanı çayların, o çaylara eşlik eden, babamın “Münevve şu bileziği ver de bozduralım,” sataşmalarının, o sataşmaları her seferinde ciddiye alan annemin “Kefen param,” diye ayak diremelerinin yerini alan; o tatsız tuzsuz sabahlar... Yemeklerin başını beklemek için bir nedeninin kalmadığı, dibi tutmu tencerelerde pişmiş yemekleri, ağzımızda geveleyerek yutmaya çabaladığımız zamanlar.

         İlk öykü kitabını yayınladığımız İrem Karabaş, yalın dili ve özenle seçilmiş cümleleriyle, gündelik hayatın, kopuşların ve savruluşların resmini çiziyor. Karabaş’ın kendi dili ve üslübuyla öykücülüğümüzde iz bırakacağına inanıyoruz.
         (Arka kapaktan)

         Öykü okumayı çok severim. Yazarın ilk öykü kitabıymış bu kitapta. Dilini oldukça akıcı buldum. Bana göre çok çarpıcı öyküler olmasa da güzeldi diyebilirim.
         Alakarga Yayınları’nın kitaplarıyla yeni tanışıyorum. Daha önce yayınevini bilmemem rağmen kitapları elime geçmemişti. Farklı yazarlar okuyabilmek adına birçok kitabını edindim. Okudukça yorumlarımı yazıyor olacağım. Ama genel olarak güzel kitaplar bastıklarını gördüm. Ve bu kapak tasarımları çok hoşuma gitti. Sanırım şimdilerde kapak tasarımları değişmiş ama ben bu sade hallerinden çok hoşlanıyorum. Kısmet olursa bu beyaz kapaklı yayınlarını toplamak isterim.

9 Şubat 2018 Cuma

Tehanu


        


         Tehanu
         Ursula K. Le Guin
         Çeviren: Çiğdem Erkal İpek
         Metis Yayınları
        
         “Yerdeniz Üçlemesi’nin son kitabı En Uzak Sahil, düşlemeyi bıraktığım bir düş gibiydi. Ve düşlemekten uzun süre vazgeçmedim. Tehanu böyle ortaya çıktı: Ged’in kendi hayatının nasıl sona ermesi gerektiği konusunda yanıldığını ve bana Yerdeniz’in gerçekten son kitabında klavuzluk edecek kişinin Tenar olduğunu keşfetmek çok hoş bir sürpriz oldu. Üçleme’ye eklediğim bu yeni sona “Olsun da Geç Olsun” adını da koyabilirdim.” – Ursula K. Le Guin
         (Arka kapaktan...)

         Şubat ayında Sabit Fikir Okuma Grubumuz ile Ursula K. Le Guin’in başka bir kitabını okuyacağımız için Yerdeniz serisine bir ara vermek istemiştim. Ama o kadar çok merak ediyorum ki diğer kitaplarda ne olacak diye, dayanamayıp dördüncü kitap Tehanu’ya da başladım. Aslında Ocak sonunda başladım ama Le Guin’in ölüm haberini alınca açıkçası çok elim gitmedi bir ara. Sonra yeniden başladım.
         Yine çok heyecanlı bir kitaptı bence. Üstelik de sonu çok şaşırtıcıydı. Şimdi de beşinci kitabı çok merak ediyorum ama okuma grubumuzun kitabı pek ilerlemediğinden başlamak da istemiyorum. Karışık duygular içindeyim.