5 Eylül 2011 Pazartesi

Huzur


         Ahmet Hamdi Tanpınar

         Hayatım boyunca okuduğum en iyi kitaplardan biri. Tanpınar kitapta betimlemeleriyle resmen resim çiziyor. Sizin hayal etmenize hiç gerek kalmıyor. O boyayıp, allayıp pullayıp önünüze sürüyor, size de sadece izlemek düşüyor. Benim gibi betimleme çalışanların çok işine yarayacak bir kitap bu.

         Kitabın konusunu Mümtaz’ın Nuran’a olan aşkı oluşturuyor.
         Kısa bir özetini yapmak gerekirse öykünün merkezi Mümtaz ve Suat’ın Nuran’a olan aşklarıdır. Mümtaz ve Nuran birbirini sevmekte ve evlenmeyi düşünmekteler. Ümitsizliğe düşen Suat ise kendini asarak intihar eder. Bu trajedi nedeniyle Nuran’dan ayrılan Mümtaz’ın iç dünyası yıkılır. Radyoda II. Dünya savaşının başladığı haberi verildiği sırada, Suat’ın hayalini gören Mümtaz merdiven başına yıkılır. (Bazı edebiyat incelemecileri, sonda Mümtaz’ın öldüğü biçiminde yorumlar yapmış olsalar da, Tanpınar’ın metninde ölüm telaffuz edilmiyor.)
         Mümtaz, Beyazıt Sahaflar Çarşısında, salaş dükkânlarda, bitpazarında, Çekmece’de balıkçı muhitinde ve kır kahvelerinde dolaşırken, İstanbul’un bir kronikçisi, İstanbul’da eski zamanın donup kaldığı ve biriktiği köşelerin tasvircisi oluyor romanda. Huzur’un sonraki bölümlerinde Boğaz’a, zengin bir eve, sanki başka bir dünyaya geçiyor insan. Pırıl pırıl görünen modern semtte önceleri çok mutlu olan Mümtaz, giderek bu çevrede yaşayan insanlardan kaynaklanan olayların sonucunda yıkılır. Geçilmemesi gereken bir sınırı çiğnemiştir çünkü o!
         Her tecrübe şahsidir, her yeni tecrübe gibi ilktir. Mümtaz, bindiği bir Ada vapurunda Nuran’a rastlamış ve ‘tehlikeli denecek derecede zengin, her ihmale gebe, her manasında velud bir kadınlık hayatı(nın), bakımsız bir tarla gibi sırf kendisini işleyecek erkeğin yokluğundan yarı hülya, yarı verimsizliğin bütün sebeplerini kendisinde gören bir aşağılık duygusu içinde akıp gittiğini’’ fark etmiştir. Bu tespitin arkası kendiliğinden gelecek ve zalim bir çocukluğun ara sokaklarından geçerek kendisini İhsan’ın kollarına atan Mümtaz, fikri zeminini sağlamlaştırmış bir insan olarak duygusal arka planını inşa etmeye soyunacaktır: ‘O mademki artık benim için her şeydir, o halde bütün kâinatımla ona taşınmalıyım.’ der.

3 yorum:

  1. hep okumak istemişimdir lakin kısmet olmadı :)

    YanıtlaSil
  2. aHMET hAMDİ tANPINARI'I HEP ÇOK BEĞENMİŞİMDİR! :) Ayrıca çok renkli ve samimi bir blog!

    Ben de bloguma beklerim seni... :)

    http://lunaparkqueen.blogspot.com

    YanıtlaSil
  3. Teşekkür ederim.

    Mia, bence mutlaka okumalısın.

    YanıtlaSil