Fısıltılar
Bin/Bir Kadın Sövgüsü
Münir Göle
Can Yayınları
İş hayata geldiğinde, yazmak hep yeniden
yazmak’tır. Her yenilik, her yeni iş, her yeni sevgili, her yeni surat, her
yeni tat, duygu, ses, koku, her yeni heyecan, her yeni acı, her yeni zevk
öncekileri yeniden tanımlamaya zorlar seni. Yeniden yazmaya, yeniden yeniden
yazmaya.
Romalı Apuleius’un çok kadınlı bir öyküsü. Öyküyü yeniden
yazmaya girişen ve bunu yaparken kadınlara sövüp sayan bir erkek kahraman. Arada
yazıya karışmayı, anlatıcıyı kışkırtmayı iş edinen bir başka erkek. Kadınlarla,
fısıltılarla örülü bir diyalog. Yazdıkça kızan, kızdıkça yazan, konu dışına
taşmaya meraklı anlatıcı, kendisine mutlak gibi görünen katı saptamalarıyla,
kendini bir düğümün içinde, koca bir kabusun orta yerinde buluyor. Münir Göle, çok katmanlı, farklı
kültürlere kapı aralayan yeni romanı Fısıltılar’da
sinsi sinsi, biraz haince damarımıza basıyor.
(Arka kapak)
İlk başladığımda çok fazla
heyecanlandırmıştır bu kitap beni. Bir anlatıyı yeniden yazma fikri çok ilginç
gelmişti çünkü. Zaten bildiğimiz hikayeyi yeniden nasıl yazabilir diye merak
etmiştim. Ama yeniden yazmak hakkında yazdığı bölümü geçtikten sonra bana
sıkıntılar basmıştı. Ortalarına kadar sıkıntıdan patladım yani. Sonra bir
hareketlendi, güzelleşti. Ama sonuna doğru yine aynı sıkılgan duyguyla doldum
taştım.
Zar zor bitirdim ama ben de bittim.
Güzelcene de bir kitaptı ama herhalde ben zamanında değildim bu kitabın. Bir de
tabii bir kitap elimde üç günden fazla duruyorsa ben cinnet seviyesine
geliyorum. Kitap ne kadar güzel de olsa bir soğuyorum. Aslında da çok
seviyorum. İşte öyle karışık bir şeyler.
Mitolojik
öykülerden hoşlanıyorsanız güzel bir kitap.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder