Daha
Hakan Günday
Doğan Kitap
Siz
bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve
yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. Ancak bu
hikaye o kaçak göçmenlerle değil, onları kaçıranlardan biriyle ilgili. Adı Gâza.
Babası bir insan kaçakçısı, Gâza da onun çırağı. Henüz 9 yaşında. Yani, hayata
ve insana dair, öğrenmemesi gereken ne varsa, hepsini öğrenecek yaşta.
“Doğu ile Batı arasındaki fark, Türkiye’dir. Hangisinden hangisini
çıkarınca geriye Türkiye kalır, bilmiyorum ama aralarındaki mesafe Türkiye
kadar, ondan eminim. Ve biz orada yaşıyorduk. Her gün politikacıların
televizyonlara çıkıp jeopolitik öneminden söz ettiği bir ülkede. Önceleri çözemezdim
ne anlama geldiğini. Meğer jeopolitik önem, içi kapkaranlık ve farları fal taşı
gibi otobüslerin, sırf yol üstünde diye, gecenin ortasında mola verdiği kırık
dökük bir binanın ada ve parsel numaralarıyla yapılan çıkar hesapları demekmiş.
1.565 km uzunluğunda koca bir Boğaz Köprüsü anlamına geliyormuş. Ülkede yaşayanların
boğazlarının içinden geçene dev bir köprü. Çıplak ayağı Doğu’da, ayakkabılı
olanı Batı’da ve üzerinden yasadışı ne varsa geçip giden, yaşlı bir köprü. Kursağımızdan
geçiyordu hepsi. Özellikle de, kaçak denilen insanlar… Elimizden geleni yapıyorduk….
Boğazımıza takılmasınlar diye. Yutkunup gönderiyorduk hepsini. Nereye gideceklerse
oraya… Sınırdan sınıra ticaret… Duvardan duvara…”
(Arka kapaktan)
Hakan Günday kitaplarını ne kadar çok
sevdiğimi herkes biliyor artık. Okumadığım tek bir kitabı kaldı, o da: Piç. Adam
ne yazarsa güzel yazıyor bence. Ve son zamanlarda şaşırmak bu kadar zor bir
şeyken bu adamın her kitabında en az bir kez “Vayy be!” diyebiliyor insan. Bence
günümüz yazarlarından kendini tekrar etmeyen nadir bir yazar kendisi.
Gelelim kitaba. Bu kitaba bir yıl önce
başladım ben. Başta çok güzel gidiyordu sonra bir şeyler oldu, yarım bıraktım. Bir
ara yeniden başladım ama kitap beni sarmadı. Ama iki gün önce yeniden elime
alınca aktı gitti. Sanırım bu ara Hakan Günday havamdayım, ondan.
Kitapta en çok Gâza’nın yaptığı
deneylerden etkilendim bir de ben. Bir insan nasıl bu hale gelebilir, gerçekten
olabilir mi anlayamıyorum bazen. Ama her Hakan Günday kitabında da olduğu gibi
bu okuduğumuz tüm olaylar hayatın içinde varlar. Ne yazık ki.
Okuyun efenim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder