Pi
Akilah Azra Kohen
Destek Yayınları
Şimdi
itiraf zamanı!
İtiraf ediyorum: Sana tuzaklar kurdum.
Adlarını Fi ve Çi koydum.
Can Manay’ın Duru’ya duyduğu açlıkla çıkardım seni yola,
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını
Deniz’le anlatmaya çalıştım sana…
Beni takip etmen için yolumuzu
Onların hikayeleriyle süsledim.
Anlamları da hemen hemen her satıra gizledim.
Çünkü Pi’deydi asıl anlatmak istediklerim.
Çaresizdim. Vazgeçemezdim.
Sana bu manzarayı mutlaka göstermeliydim.
Seninle nihayet burada buluşmak için çok emek verdim.
Şimdi yine gel
benimle, birlikte yürümeye devam edelim.
Savaşların savaşılarak kazanılamayacağını, asıl zaferin
ancak doğrudan ayrılmayınca kazanıldığını Özge anlatsın sana,
Yaptığımız her şeyin evrende dönüp dolaşıp bize nasıl
geri geldiğini Can’dan dinle,
Analiz edebildiğimiz kadar güçlü, sadeliğimiz kadar
güzel, gerçekliğimizdeki samimiyet kadar eşsiz olduğumuzu Bilge’de gör,
Kendi değerini başkalarının gözünden biçenlerin acısını Duru’yla
anla,
Ve Deniz’in düşüncelerinde tanış geleceğin insanıyla…
Gel benimle. Yolumuz uzun değil,
Nihayet sana gidiyoruz, bana… BİZ’e.
Sorgulanmamış,
analiz edilmemiş bir yaşam hiç yaşanmamıştır.
(arka kapaktan)
Okuyalı
çok oldu bu kitabı. Hatta yılbaşından önce bitirdim diye hatırlıyorum. Hiçbir şeyi
yapamadığım gibi kitap yazılarımı da yazamadım. Daha yazılacak başka kitaplarım
da var yani. Sırayla hepsi yazılacak inşallah.
Gelelim Pi’ye. Serinin son kitabı Pi.
Bazı şeyler netliğe kavuşuyor insanın kafasında bu kitapta. Bazı şeyler de hadi
bazı karakterler de yerle bir oluyor.
Bana göre ana karakter olarak yazılan
kitabın sonunda aslında figüran oldu mesela.
Okuyan arkadaşlarım sonuna çok
şaşıracaksın demişlerdi. Pek şaşırmadım ben. Aslında hiç duymadığım bir şey
değildi bu çünkü dernekte bu konu hep konuşuluyor ve üzerine bazı çalışmalar
yapılıyor. O yüzden bana yabancı gelmedi.
Üç kitabın bana hissettirdiklerini sırasıyla
yazacak olursam da soğuk, sıcak ve ferah oldu.
Genel itibariyle sevdiğim bir seri
oldu. Tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder