29 Haziran 2013 Cumartesi

Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk


Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk
İskender Pala
Kapı Yayınları
Gök kubbenin altında insanın ruhunu soyan kötülükler ve giyindiren aşklar adına…
Doğu ak ejder yılında başları yirmi üç bin yıllık gizem…
Uzayın sonsuzluğuna açılan kapıyı keşfe çıkmış bilge rahipler, uğruna topluca can verdikleri bir sırrın, binlerce yıl sonra, bir şair tarafından aşkın derin katmanlarına saklanarak korunacağını bilselerdi…
Siruş başlıklı murassa hançerin kabzasına parmak izlerini bırakanlar, daha avuçlarının sıcaklığı gitmeden hançer kınında kan biriktiğini bilselerdi…
Bağdat, İstanbul, Roma, Paris ve diğerleri; kıyılarına vuran yeni aşkın, bunun eski tarihlerini dolduracak yoğunlukta olduğunu bilselerdi…
Bilgeler, katiller, asiller ve sevgililer, ellerinde tuttukları kitabın alev almaya hazır bir aşk külçesine dönüşmek üzere olduğunu bilselerdi…
Şair, ipeksi dizeleri arasına hayaller gibi sakladığı şifrelerin hoyrat ellerde ihtirasla parçalandığını, sonsuzluk şarabına kadeh yaptığı gelincik yapraklarının kinle dağıtıldığını bilseydi…
Ve şimdi kim bilebilir neler olacağını, Babil uyandığı zaman?!..
(Arka kapak)
Daha önce de Od’u okumuştum İskender Pala’dan. O zaman çok önyargım vardı kendisine ve kitaplarına karşı. Ve Od’la beni çok şaşırtmıştı. Bu kitaba başlarken o kadar fazla önyargıyla gitmedi elim kitaba. Seveceğimden emindim bile diyebilirim neredeyse. Nitekim öyle de oldu. Çok çok sevdim.
Yıllardır bildiğimiz, herkesin yazdığı Leyla ve Mecnun hikayesini Fuzuli’nin kaleminden okumak ayrı bir zevk olmuştu benim için. Bu kitapta da hikayenin yazıldığı kağıdın ağzından dinledim daha çok. Kitabın içindeki gizem bambaşkaydı, arkasındaki bilgeler, katiller, alimler de…
Kısacası bu kitap benim için tam da zamanında okundu. Güzeldi. Gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.

Od'un yazısı için tık tık. 


2 yorum:

  1. Ben bazı yerlerde sıkılmıştım ama konu olarak çok hoşuma gitmişti..yorumuna sağlık güzel yorumlamışsın

    YanıtlaSil