Taş
Kapıdan Taçkapıya: Kapadokya
Gürsel Korat
İletişim Yayınları
Gürsel
Korat bu önemli ve titiz çalışmasında, antik çağdan Selçuklu dönemine kadar
geçen zaman dilimi içindeki Kapadokya kültürünü irdeliyor. Bu kültürün en eski
zamanında, yer altı şehirlerinde kullanılan ve “tığraz” adını alan taş kapılar
dururken, en yakın zamanında Selçuklu camileri ve medreselerinin giriş
kapılarındaki taçkapılar yer alıyordu. 200 fotoğraf ve 40 çizimle
zenginleştirilen yapıt, tarih, mimari ve din üçgeninde Kapadokya kiliseleri ve
Selçuklu yapıtları konusunda hem vazgeçilmez bir başvuru kaynağı hem de
gezginler için bir el kitabı olarak değerlendirilebilir.
“Kapadokya ile ilgili kitapların en iyilerinden birisi
romancı Gürsel Korat’ınki. Korat, Bizans ikonografisinin simge ve metaforlarını
tutku ve yetkinlikle araştırdığı bu kitapta, daha önce yöreye hiç gelmemiş
ziyaretçilere, Hristiyan mimarisini ve görsel sanatını anlamak için gereken
anahtarları veriyor.” Paul DUMONT “A
propos de quelques guides de voyage publiés en Turquie”, Déparlement d’Etudes
Turques, 2004
Sonunda bitti! Yazmak için
sabırsızlanıyordum resmen! Bu kitabı iyi ki okumuşum. Çok güzel bir kitaptı
bence.
Bildiğiniz ya da bilmediğiniz üzre ben
Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği okuyorum. İşte o turist rehberliği
kısmında çok güzel şeyler öğreniyorum. Bizans Sanatı dersini alırken hocamız
okumamız için bir sürü kitap ismi vermişti. Bu kitap da onlardan biriydi. Ama o
zaman okunacak çok kitabım olduğundan anca okuyabildim ben. Hocamız “İstanbul
ya da Kapadokya taraflarında çalışmayı düşünenler bu kitabı okumalı bence.” dediğinde
gözlerim parlamıştır eminim. Çünkü akşamına siparişini verdim hemen.
Kapadokya benim çok sevdiğim, hep
gitmek istediğim hatta çalışmak istediğim bir bölge. O yüzden ikinci yabancı
dil olarak Japonca seçtim okulda zaten. :P (Tabii tek neden bu değil. :) ) Japonlar
o bölgeye daha çok gelir bu arada.
Neyse artık kitaba gelelim. Kitap 4
bölümden oluşuyor. Birinci bölüm Tarih
ve Mimarlık başlığı altında toplanmış ve Kapadokya’nın konumu ve tarihinden
başlayıp mimari özelliklerini anlatarak devam ediyor. Aynı zamanda bölgede
hüküm süren Ortodoks Hristiyanlık ve Müslümanlık hakkında da bilgi verip
kitaplarından ve ortak özelliklerinden de bahsediyor.
İkinci bölüm ise Kapadokya Ortodoks Dinsel Bezeme Sanatı başlığı altında toplanmış.
Kapadokya'daki resimlerin özellikleri, konuları ve dinler arası etkileşimin
nasıl izler bıraktığından bahsediyor.
Üçüncü bölüm ise Kapadokya’daki Roma ve Hristiyan Yapıları başlığını almış. Kapadokya’da
bulunan hemen hemen her kilise tek tek işlenmiş bu bölümde. Özellikle bu bölüm
çok hoşuma gitti. Çünkü orada bulunan kiliselerin tüm özellikleri ayırt edici
özellikleriyle birlikte verilmiş. İşte tam da bu yüzden bir rehber niteliğinde
bu kitap.
Son bölümde ise Selçuklu Yapıları işlenmiş. Kitapta en zorlandığım kısım burasıydı.
Terimleri bilsem de henüz Selçuklu Sanatı dersi almadım. Mimaride her yapının,
her ayrıntının ayrı bir anlamı olduğu için hepsinin ne işe yaradığını
bilmiyorum. Gerçi çoğunu açıklamış yazar kitapta da, benim dersi aldıktan sonra
yeniden bu bölümün üzerinden bir geçmem lazım.
Velhasıl kelam, ben bu kitabı pek
sevdim. Okuyun efenim. :)
güzel bir esere benziyor alıp okumak gerek
YanıtlaSilEvet, güzeldir. :)
YanıtlaSil