19 Ağustos 2013 Pazartesi

Taş Kapıdan Taçkapıya: Kapadokya


Taş Kapıdan Taçkapıya: Kapadokya
         Gürsel Korat
         İletişim Yayınları

         Gürsel Korat bu önemli ve titiz çalışmasında, antik çağdan Selçuklu dönemine kadar geçen zaman dilimi içindeki Kapadokya kültürünü irdeliyor. Bu kültürün en eski zamanında, yer altı şehirlerinde kullanılan ve “tığraz” adını alan taş kapılar dururken, en yakın zamanında Selçuklu camileri ve medreselerinin giriş kapılarındaki taçkapılar yer alıyordu. 200 fotoğraf ve 40 çizimle zenginleştirilen yapıt, tarih, mimari ve din üçgeninde Kapadokya kiliseleri ve Selçuklu yapıtları konusunda hem vazgeçilmez bir başvuru kaynağı hem de gezginler için bir el kitabı olarak değerlendirilebilir.
            “Kapadokya ile ilgili kitapların en iyilerinden birisi romancı Gürsel Korat’ınki. Korat, Bizans ikonografisinin simge ve metaforlarını tutku ve yetkinlikle araştırdığı bu kitapta, daha önce yöreye hiç gelmemiş ziyaretçilere, Hristiyan mimarisini ve görsel sanatını anlamak için gereken anahtarları veriyor.”  Paul DUMONT “A propos de quelques guides de voyage publiés en Turquie”, Déparlement d’Etudes Turques, 2004

         Sonunda bitti! Yazmak için sabırsızlanıyordum resmen! Bu kitabı iyi ki okumuşum. Çok güzel bir kitaptı bence.
         Bildiğiniz ya da bilmediğiniz üzre ben Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği okuyorum. İşte o turist rehberliği kısmında çok güzel şeyler öğreniyorum. Bizans Sanatı dersini alırken hocamız okumamız için bir sürü kitap ismi vermişti. Bu kitap da onlardan biriydi. Ama o zaman okunacak çok kitabım olduğundan anca okuyabildim ben. Hocamız “İstanbul ya da Kapadokya taraflarında çalışmayı düşünenler bu kitabı okumalı bence.” dediğinde gözlerim parlamıştır eminim. Çünkü akşamına siparişini verdim hemen.
         Kapadokya benim çok sevdiğim, hep gitmek istediğim hatta çalışmak istediğim bir bölge. O yüzden ikinci yabancı dil olarak Japonca seçtim okulda zaten. :P (Tabii tek neden bu değil. :) ) Japonlar o bölgeye daha çok gelir bu arada.
         Neyse artık kitaba gelelim. Kitap 4 bölümden oluşuyor. Birinci bölüm Tarih ve Mimarlık başlığı altında toplanmış ve Kapadokya’nın konumu ve tarihinden başlayıp mimari özelliklerini anlatarak devam ediyor. Aynı zamanda bölgede hüküm süren Ortodoks Hristiyanlık ve Müslümanlık hakkında da bilgi verip kitaplarından ve ortak özelliklerinden de bahsediyor.
         İkinci bölüm ise Kapadokya Ortodoks Dinsel Bezeme Sanatı başlığı altında toplanmış. Kapadokya'daki resimlerin özellikleri, konuları ve dinler arası etkileşimin nasıl izler bıraktığından bahsediyor.
         Üçüncü bölüm ise Kapadokya’daki Roma ve Hristiyan Yapıları başlığını almış. Kapadokya’da bulunan hemen hemen her kilise tek tek işlenmiş bu bölümde. Özellikle bu bölüm çok hoşuma gitti. Çünkü orada bulunan kiliselerin tüm özellikleri ayırt edici özellikleriyle birlikte verilmiş. İşte tam da bu yüzden bir rehber niteliğinde bu kitap.
         Son bölümde ise Selçuklu Yapıları işlenmiş. Kitapta en zorlandığım kısım burasıydı. Terimleri bilsem de henüz Selçuklu Sanatı dersi almadım. Mimaride her yapının, her ayrıntının ayrı bir anlamı olduğu için hepsinin ne işe yaradığını bilmiyorum. Gerçi çoğunu açıklamış yazar kitapta da, benim dersi aldıktan sonra yeniden bu bölümün üzerinden bir geçmem lazım.
         Velhasıl kelam, ben bu kitabı pek sevdim. Okuyun efenim. :)


2 yorum: