Yârim
Haziran
Can
Dündar
İmge
Kitabevi
Katran
karası bir geceyi haziran bulutlarının arasından yırtarak, avuçlarında kıpır
kıpır yıldızlarla odamın penceresini tıklattı dolunay… “Sana Samanyolu
getirdim.” dedi ve bütün gök kubbeyi yeryüzüne indirmiş gibi mağrur, gülümsedi
koltuğunun başucunda…
Ayla
yıkanmanın keyfini sürdüm bir müddet…
Sonra
penceremi açıp onu içeri aldım.
Dolunay,
samanyolundan ışıklarla eteklerinde; “Haydi” diyordu penceremin dibinde;
“Haydi… ebedi baharın ülkesine…”
Lakin
dolunaya inat; öylesine bitkin ve naçar ki hayat…
…
Kopamadım akşam haberlerden, dünyevi kederlerden… Açıp penceremi, salıverdim
dolunayımı, Cahit Külebi’den bir şiir fısıldayarak kulağına:
“Bir
gün geleceğim / alıp şu başımı / bir gün geleceğim / belki de Haziran / bulacak
naşımı / belki de Haziran…”
Haziran,
bir ozanın naşını kaldırırken, dolunay Samanyolu boyunca efsunlu yıldızlar
saçarak uzaklaştı. Bakakaldım peşinden…
Ne
gözümü alabildim, ne göze alabildim.
(Arka
kapaktan)
Bu kitabın benim için anlamı çok büyük.
Ama onun haricinde de çok severek okudum. İçinde kısa kısa yazılar var. Bu da,
bu bunaltıcı yaz sıcaklarında sıkılmadan okumanıza yarıyor. Okumanızı tavsiye
ederim.
Bu arada ben
kitabın en çok “Aslolan…” isimli yazısını sevdim.
Bende de uzun zamandır okunmayı bekliyor.İsmini çok sevmiştim. En kısa zamanda okumak gerek:)
YanıtlaSilİsmi benim için de çok önemli. :)
YanıtlaSil