20 Temmuz 2012 Cuma

Yârim Haziran



Yârim Haziran
Can Dündar
İmge Kitabevi

         Katran karası bir geceyi haziran bulutlarının arasından yırtarak, avuçlarında kıpır kıpır yıldızlarla odamın penceresini tıklattı dolunay… “Sana Samanyolu getirdim.” dedi ve bütün gök kubbeyi yeryüzüne indirmiş gibi mağrur, gülümsedi koltuğunun başucunda…
         Ayla yıkanmanın keyfini sürdüm bir müddet…
         Sonra penceremi açıp onu içeri aldım.
         Dolunay, samanyolundan ışıklarla eteklerinde; “Haydi” diyordu penceremin dibinde; “Haydi… ebedi baharın ülkesine…”
         Lakin dolunaya inat; öylesine bitkin ve naçar ki hayat…
         … Kopamadım akşam haberlerden, dünyevi kederlerden… Açıp penceremi, salıverdim dolunayımı, Cahit Külebi’den bir şiir fısıldayarak kulağına:
         “Bir gün geleceğim / alıp şu başımı / bir gün geleceğim / belki de Haziran / bulacak naşımı / belki de Haziran…”
         Haziran, bir ozanın naşını kaldırırken, dolunay Samanyolu boyunca efsunlu yıldızlar saçarak uzaklaştı. Bakakaldım peşinden…
         Ne gözümü alabildim, ne göze alabildim.

         (Arka kapaktan)

         Bu kitabın benim için anlamı çok büyük. Ama onun haricinde de çok severek okudum. İçinde kısa kısa yazılar var. Bu da, bu bunaltıcı yaz sıcaklarında sıkılmadan okumanıza yarıyor. Okumanızı tavsiye ederim.
         Bu arada ben kitabın en çok “Aslolan…” isimli yazısını sevdim.




2 yorum:

  1. Bende de uzun zamandır okunmayı bekliyor.İsmini çok sevmiştim. En kısa zamanda okumak gerek:)

    YanıtlaSil
  2. İsmi benim için de çok önemli. :)

    YanıtlaSil