20 Ekim 2014 Pazartesi

Kül ve Yel

        


         Kül ve Yel
         Müge İplikçi
         Alkım Yayınevi

         Yalnızlığımıza yeni masallar uydurmalıyız, kabul. Ama nasıl, ama nasıl?
        
         Müge İplikçi, Kül ve Yel’de bir ailenin yıllara yayılan öyküsünü, hatırlamak ve unutmak temalarından hareketle anlatıyor. Romanın ana kahramanı olan Fehime’nin, Yelkovankuşu adlı semtte başlayan serüveni, manolya ağaçlı bir evin odalarında farklı koku ve renklerle şekillenmiştir. Alzheimer hastalığına yakalandıktan sonra bir bakımevine kapatılan Fehime, odasında sürekli olarak televizyon seyreder. Ailesinin yaşadıklarını bir hatırlayıp bir unutur. Ve o sırada çıkan savaşı, Yelkovankuşu’nun hemen yakınlarında, Şerbetçi’deki deri fabrikalarında 20 yıl önce çıkan yangınla özdeşleştirir. Yaşlı Fehime’de şimdiki zaman, geçmiş zamanın içerisindedir; tıpkı, mekanın mekanın içerisinde oluşu gibi.

         Müge İplikçi, hatırlamak-unutmak ve ötesinin dehlizlerine bizi davet ederken, tıpkı diğer kitaplarından olduğu gibi, Kül ve Yel’de de an’ın içerisinde oynamayı seviyor.
         (Arka kapak)

         Alzheimer hastası Fehime’nin sayıklamalarıdan oluşuyor kitap ve çok çok yavaş seyrediyor. Bu kitabı inatla bitirmek için çabalıyordum Doğu turuna gitmeden önce. Giderken de yanımda götürmemiştim. Ama dönünce ben ona o bana bakmaya başladı. Aldım elime ama ömür törpüsü resmen. Yani tamam kitaplara kötü demek istemiyorum. Beğenmemezlik etmek hiç istemiyorum ama hiç ilerlemiyor bir türlü.

         Okudum da kurtuldum diyorum. :/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder