Kül ve Yel
Müge İplikçi
Alkım Yayınevi
Yalnızlığımıza yeni masallar
uydurmalıyız, kabul. Ama nasıl, ama nasıl?
Müge İplikçi, Kül ve Yel’de bir ailenin
yıllara yayılan öyküsünü, hatırlamak ve unutmak temalarından hareketle
anlatıyor. Romanın ana kahramanı olan Fehime’nin, Yelkovankuşu adlı semtte
başlayan serüveni, manolya ağaçlı bir evin odalarında farklı koku ve renklerle
şekillenmiştir. Alzheimer hastalığına yakalandıktan sonra bir bakımevine
kapatılan Fehime, odasında sürekli olarak televizyon seyreder. Ailesinin yaşadıklarını
bir hatırlayıp bir unutur. Ve o sırada çıkan savaşı, Yelkovankuşu’nun hemen
yakınlarında, Şerbetçi’deki deri fabrikalarında 20 yıl önce çıkan yangınla özdeşleştirir.
Yaşlı Fehime’de şimdiki zaman, geçmiş zamanın içerisindedir; tıpkı, mekanın
mekanın içerisinde oluşu gibi.
Müge İplikçi, hatırlamak-unutmak ve
ötesinin dehlizlerine bizi davet ederken, tıpkı diğer kitaplarından olduğu
gibi, Kül ve Yel’de de an’ın içerisinde oynamayı seviyor.
(Arka kapak)
Alzheimer hastası Fehime’nin
sayıklamalarıdan oluşuyor kitap ve çok çok yavaş seyrediyor. Bu kitabı inatla
bitirmek için çabalıyordum Doğu turuna gitmeden önce. Giderken de yanımda
götürmemiştim. Ama dönünce ben ona o bana bakmaya başladı. Aldım elime ama ömür
törpüsü resmen. Yani tamam kitaplara kötü demek istemiyorum. Beğenmemezlik etmek
hiç istemiyorum ama hiç ilerlemiyor bir türlü.
Okudum da kurtuldum diyorum. :/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder