Önce Çocuklar ve Kadınlar
Sunay Akın
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Önce
Çocuklar ve Kadınlar mı? Önce Kadınlar ve Çocuklar mı? Ya da kimse bu gemiyi
terk etmek istemez mi?
Sunay Akın tarihimizin kıymetli batıklarını: gemilerini,
şairlerini, gezginlerini, aşıklarını vd. okurunu saran, sarmalayan üslubuyla
adeta karaya çıkarıyor kaleme aldığı öykülerde. Bu kitabı okurken çalan
çanları, acele içinde koşuşturup bağıran miçoları ve hatta ayaklarınızı ıslatan
dalgaları bile fark edemeyebilirsiniz…
Telaşa lüzum yok, bu gemi hiç batmaz!
“Heybeliada’da bulunan Deniz Harp Okulu’nun öğrencileri, her sabah martı
çığlıkları altındaki rıhtımda sıraya dizilirler. Bölüğün sağında yer alan uzun
boyluların en arkasında Darüşşafaka’dan gelen, Yetim Orhan durmaktadır. Onun önünde
ise cephede şehit düşen bir subayın oğlu olan Niyazi görülür. Niyazi’nin önünde
tanınan biri vardır: Osmanlı sultanının yeğeni, Prens Vahit… Ve en ön sırada,
Nazım Hikmet, okul limanın bulunduğu koya demirli, bir zamanlar resmini yaptığı
Yavuz Sultan Selim kruvazörüne bakmaktadır…”
(Arka kapak)
Daha önce Sunay Akın’ın Kız Kulesi’ndeki
Kızılderili kitabını okumuştum. O kitapta da Kızılderililer ile ilgili
bilmediklerimizi yazmıştı.
Bu kitapta da batıklarla, gemilerle
ilgili bilmediklerimizi yazmış. Klasik Sunay Akın tarzı diyeceğim çünkü nedense
iki kitapta da beni çok sarıp sarmalamayan bir yan vardı.
Doğu turundayken okuyup bitirdiğim bir
kitap bu da. Yoklukta iyi gitti doğrusu, itiraf edeyim. Tunç isimli bir
arkadaştan ödünç almıştım. Belki şartlar farklı olsaydı kısa sürede
bitiremeyebilirdim yani. Çünkü bazı yazılar birbirinin tekrarı gibi ve bu da
beni çok sıkıyor.
Söylemeden geçemeyeceğim. Bir de arka
kapak yazısındaki “öykü” söylemi canımı sıktı biraz. Bence öykü denilemez bu
yazılara ama neyse…
Yine de okuyun…
hımmm okunur diyosoon :)
YanıtlaSilYaniii... :) Fena değil şimdi. :)
YanıtlaSil