9 Ocak 2017 Pazartesi

Tutunamayanlar

         


         Tutunamayanlar
         Oğuz Atay
         İletişim Yayınları

         Tutunamayanlar, Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. Berna Moran, Oğuz Atay’ın bu ilk romanını “hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı” olarak niteler. Moran’a göre “Oğuz Atay’ın mizah gücü ve duyarlığı ve kullandığı teknik incelikler, Tutunamayanlar’ı büyük bir yeteneğin ürünü yapmış, eserdeki bu yetkinlik Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır.” Küçük burjuva dünyasını ve değerlerini zekice alaya alan Atay, “saldırısını tutunanların anlayamayacağı, reddedeceği türden bir romanla yapar.”
         Oğuz Atay, 1934’te İnebolu’da doğdu. Ankara Maarif Koleji’ni, İTÜ İnşaat Fakültesi’ni bitirdi.1960’ta İDMAA İnşaat Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Tutunamayanlar’ın yayınlanmasının (1971-1972) ardından, önemli bir tartışmanın odağında yer aldı. TRT 1970 Roman Ödülü’nü kazanan Tutunamayanlar’ı kısa bir süre sonra, 1973 yılında Tehlikeli Oyunlar adlı romanı izledi. Hikayelerini Korkuyu Beklerken başlığı altında topladı. 1911-1967 arasında yaşamış hocası Prof. Mustafa İnan’ın hayatını romanlaştırarak Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan’ı yazdı. Oyunlarla Yaşayanlar adlı tiyatro eseri Devlet Tiyatroları’nda sahnelendi. Atay 13 Aralık 1977’de, büyük projesi “Türkiye’nin Ruhu”nu yazamadan hayata gözlerini yumdu.
         (Arka kapaktan)

         Tutunayanlar’a iki kez başlayıp yarım bırakmıştım. Artık okumam gerektiğini düşünüp Aralık ayı başında okumaya başladım ki amacım 2017’ye Tutunamayanlar’ı bitirmiş olarak girmekti. Peki ben kitabı ne zaman bitirdim? Dün gece. Dayanamayıp araya başka kitaplar soktuğum için ve uzunca bir süre de okumadığım için bir ay on günde anca bitti kitap.
         Bir de ben bir kitabı hemen bitiremezsem deliriyorum. Kitap elimde süründükçe normalde sevmişsem bile okuduğum süre boyunca kitaptan nefret ediyorum.
         Oğuz Atay okumayı neden bu kadar erteledim bilmiyorum. Aslında internetten yaptığım okumalar ve izlediğim oyunu (Tehlikeli Oyunlar) sonucunda çok sevmiştim Atay’ı. Kitabı da seveceğimi biliyordum ama sanki zaten kitabı biliyorum sonra da okusam olur gibi bir duyguyla sürekli erteliyordum. Neyse ki okudum.
         Kitap, Selim Işık’ın ölümü üzerine Turgut Özben’in sürdüğü izler, yaptığı çıkarımlar üzerine ilerliyor.
         Kitapta en çok şarkılar, Turgut Özben’in evden ayrılışı ve Selim Işık’ın günlüklerinin olduğu bölümleri beğendim. Selim Işık’ın ölümüne ise çok üzüldüm.
         Günümüzde bile biz de onlardan biri değil miyiz? Uyumsuz, anlaşılmayan, üç beş çapulcu, tutunamayan…
        





2 yorum:

  1. Bir türlü okumayı başaramadığım kitaplardan biri... hem de çok istememe rağmen.

    YanıtlaSil
  2. Ben de üçüncü başlayışımda başarabildim @EMİNEÖZTÜRK. Hem kalın bir kitap hem de zaman zaman insanı zorluyor. Ama bence bu kez bitireceğim kararını aldıktan sonra hızlı ilerliyor. Ben kitabın yüzde 90'ını son bir hafta içinde okudum.

    YanıtlaSil