Ölüme Boyun Eğmeyen Adam
Jack London
Çeviren: Ersin Yıldırım
Arkhe Yayınları
Savaşın
en kanlı günlerinden bir gün… Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde
yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperi üzerinde
tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu:
-Teğmenim, fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim
“Delirdin mi?” der gibi baktı teğmen…
-Gitmeye değer mi? arkadaşın delik deşik olmuş… Büyük
olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın. Asker ısrar
etti ve teğmen “peki” dedi. “Git o zaman”
İnanılması güç mucize. Asker o korkunç ateş yağmuru
altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa döndü. Birlikte siperin
içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti. Sona onu
sipere taşıyan arkadaşına döndü:
-Sana değmez, hayatını tehlikeye atma demiştim. Bu zaten
ölmüş.
-Değdi teğmenim. Dedi asker...
-Nasıl değdi? Dedi teğmen. Bu adam ölmüş, görmüyor musun?
-Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda henüz
sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için ve arkadaşının son
sözlerini hıçkırarak tekrarladı:
-Geleceğini biliyordum!... demişti arkadaşı… Geleceğini
biliyordum!...
(Arka kapaktan…)
Okuyacak kitap bulamayınca yani
kitaplarımın arasından bir şey seçemeyince hemen sevdiğim bir yazarın kitabını
alırım elime. Yine aynı şeyi yapıp Ölüme Boyun Eğmeyen Adam’ı attım çantama. Yolda
okumaya başladım. İlk hikayeden sonra da anladım ki kitabın adı başka ama
içindeki bir hikaye daha önce okuduğum Ormandan Gelen Ses’teki öykü. Ben o
kitapta Ormandan Gelen Ses olarak okumuştum hikayeyi. Ama bu kitapta sanki her
bölüm yeni bir hikaye gibi başlıkla sunulmuş ve adı da başka.
Ben bunu anlayamıyorum. Tamam, her
yayınevi aynı yazarın kitabını basabilir ama kitabın adını değiştirerek mi
olmalı bu. Ben bu kitabı sırf Jack London’un kitabı diye almışımdır çok büyük
bir ihtimalle. Okumadığım bir kitabı olduğunu düşünerek almışımdır. Yayınevlerinin
kitabın ismini değiştirerek kitap basmasını çok doğru bulmuyorum açıkçası. Bir de
bir hikâyeyi parçalara bölüp sanki birden fazla ve birbirinden farklı öyküler
gibi yayınlamak çok da doğru gelmiyor bana.
Bir diğer rahatsız olduğum konu ise
kitaptaki yazım hataları idi. Olabilir, insan kontrol ediyor, hata çıkabilir
ama bence çok fazla vardı. Ki –mısın, -misin soru eklerinin ayrı yazılması
gerektiğini çocuklar bile bilir. Böyle kitaplara özellikle bakıyorum editörü
var mı diye. Varmış. Selam olsun kendisine. :/
Son olarak da arka kapaktaki alıntının
kitabın neresinde geçtiğini anlayamadım çünkü geçmiyor. :/ Olmamış canım Arkhe
Yayınları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder