3 Ağustos 2017 Perşembe

Zibilde Papatya Açtı

         


         Zibilde Papatya Açtı
         Remzi Çayır
         Kısmet Matbaası

         “… Dün akşam bir kitap okurken derinlere dalmıştı. İnsan kainatın merkezidir diyordu. İnsandan mücadeleye başlamayan hareketler güdük ve başarısız olurlar… Doğru muydu? Ama insanın kendi kendisiyle olan mücadelesinin sonucu diğer halkaların, mücadele halkalarının oluşumunu sağlamıyor muydu? Kendisiyle olan savaşta zafer kazanmamış kişinin, kendi dışındakilerle olan savaşta galip gelmesi, kıyamda durması mümkün müydü? Yeryüzünde irili ufaklı savaşlar vardı. Çeşitli isimler altında devam eden bu cedelin esastaki “gayesi neydi? Milletler mi çarpışıyordu, insanlar mı çarpışıyordu, yoksa…”
            “… Çok doğru çok doğru… Allah’ın bağıyla, ona itaatle eziyetler sevilir… Fedakârlık Allah için olduğu müddetçe…”
            “… Kıymet hükümleri, değer yargıları, hayat normları muğlâk olan bir toplumda asayişin sürekli olması beklenemez. Zamanla kaynayan kazana döner toplum… Kavi bir inanç zırhına bürünmemiş fertler ve toplumlar için dışarıdan gelen tazyikler birer darbe niteliğindedir… Sosyal hayatta alt ve üst kültür oluşmuş ise bu…”
            (Arka kapaktan…)

         Bu kitabı Balıkesir’deki Özel İdare İşhanı’nın içindeki Lider Kitap’tan almıştım. Dükkânın önüne sepetler koyarlardı ve 1 liraya satılırdı. Satılırdı diyorum çünkü Balıkesir’e son gittiğim zaman işhanının yıkıldığını görmüştüm. Lider kitap başka bir yere açılmış ama ben gitmedim artık. Biliyorum ki aynı tadı vermeyecek bana, o kafamdaki yerine ters düşecek.
         Kitap uzun zamandır kitaplığımda bekliyordu açıkçası ve muhtemelen adında papatya geçiyor diye almışımdır. Çünkü okumaya başlayıncaya kadar konusu hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.
         Konusuna gelecek olursak köyden Ankara’ya göçen dört çocuklu bir ailenin yaşamını anlatıyor kitap. Onların Ankara’nın betonları arasında çektikleri, bir türlü şehirli yaşama uyum sağlayamamaları çok net bir şekilde anlatılmıştı.
         Kitabın basım yılı 1990 (benimle yaşıt) ama ihtilal zamanlarını anlatıyor. Birazcık ülkücülüğü de övüyor diyebiliriz ama öyle bağıra bağıra değil. Farklı platformlarda okuduğuma göre kitabın yazarı Muhsin Yazıcıoğlu ile yakın arkadaşmış. Ne kadar doğrudur bilemem.

         Kitap bana Latife Tekin’in okuduğum bir kitabını hatırlattı. Sevgili Arsız Ölüm diyesim geliyor ama çok da hatırlayamıyorum adını. Orada da böyle bir aile vardı ve göçtükleri şehirle kavga halindeydiler sürekli. Hem şehirli hem köylü, karma bir şekilde yaşayıp gidiyorlardı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder