14 Aralık 2013 Cumartesi

Zargana

         

         Zargana
         Hakan Günday
         Doğan Kitap

         Kimsenin birbirine bakmadığı, yalan, ihanet, şiddet, tecavüz ve acımasızlıkla yoğrulmuş, yalnızca hayallerin göz göze geldiği bir hayattan intikam almanın en iyi yolu yaşamaktır. Anlam aramak boşunadır ve her şeyin “hiç”e dönüşmesi gerekir.
            Henüz on ikisinde Berlin’de dört kişinin tecavüzüne uğrayan Zargana, bu olaydan sonra kendini insan sınıfından sıyırır. Ne var ki insan olmaktan uzaklaşıp “hiç”e yaklaştıkça kendisine döner, âşık olur. Parçalanmış benliğini onarmak için, başkalarının oynadığı bir “hayat oyunu”nu sahnelemeye koyulur…
            Daha ilk romanı Kinyas ve Kayra (2000) ile Türk edebiyatında farklı bir yeri olacağını kanıtlayan Hakan Günday, Zargana’da bunca karmaşık bir öykünün altından yalın ve duru bir anlatımla kalkıyor. Hayat, varlık, hiçlik, oyun, zekâ, kudret ve âcizlik arasında gidip gelen bir metin.
            (Arka Kapak)

         Hakan Günday’ın kitaplarını ne kadar sevdiğimi bildiğizi düşünüyorum artık. Bu kitapta da hayal kırıklığına uğramadım. Yine çok sevdim. Yine beni çok şaşırttı.
         Sanırım Hakan Günday’ın kitaplarının beni bu kadar etkileme sebebi; içinde hiçlik, hayat, varlık, güç, güçsüzlük, şiddet, aşk, tutku gibi birçok ögeyi birden barındırması. İstanbul gibi yani, her an merakımı diri tutuyor.
         Arka kapak yazısı bir fikir veriyor zaten. Daha fazlası için kitabı alın okuyun derim.
         Yeni kitabı da çıktı biliyorsunuz Hakan Günday’ın. Daha. Onu da aldım. Ama henüz okumadım. Daha ve Piç kaldı yani sadece okunacak Günday’dan.

         Siz Hakan Günday’dan okur musunuz ya da hangi kitaplarını okudunuz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder