9 Ekim 2014 Perşembe

Önce Çocuklar ve Kadınlar

         


         Önce Çocuklar ve Kadınlar
         Sunay Akın
         Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

         Önce Çocuklar ve Kadınlar mı? Önce Kadınlar ve Çocuklar mı? Ya da kimse bu gemiyi terk etmek istemez mi?
            Sunay Akın tarihimizin kıymetli batıklarını: gemilerini, şairlerini, gezginlerini, aşıklarını vd. okurunu saran, sarmalayan üslubuyla adeta karaya çıkarıyor kaleme aldığı öykülerde. Bu kitabı okurken çalan çanları, acele içinde koşuşturup bağıran miçoları ve hatta ayaklarınızı ıslatan dalgaları bile fark edemeyebilirsiniz…
            Telaşa lüzum yok, bu gemi hiç batmaz!
            “Heybeliada’da bulunan Deniz  Harp Okulu’nun öğrencileri, her sabah martı çığlıkları altındaki rıhtımda sıraya dizilirler. Bölüğün sağında yer alan uzun boyluların en arkasında Darüşşafaka’dan gelen, Yetim Orhan durmaktadır. Onun önünde ise cephede şehit düşen bir subayın oğlu olan Niyazi görülür. Niyazi’nin önünde tanınan biri vardır: Osmanlı sultanının yeğeni, Prens Vahit… Ve en ön sırada, Nazım Hikmet, okul limanın bulunduğu koya demirli, bir zamanlar resmini yaptığı Yavuz Sultan Selim kruvazörüne bakmaktadır…”
            (Arka kapak)

         Daha önce Sunay Akın’ın Kız Kulesi’ndeki Kızılderili kitabını okumuştum. O kitapta da Kızılderililer ile ilgili bilmediklerimizi yazmıştı.
         Bu kitapta da batıklarla, gemilerle ilgili bilmediklerimizi yazmış. Klasik Sunay Akın tarzı diyeceğim çünkü nedense iki kitapta da beni çok sarıp sarmalamayan bir yan vardı.
         Doğu turundayken okuyup bitirdiğim bir kitap bu da. Yoklukta iyi gitti doğrusu, itiraf edeyim. Tunç isimli bir arkadaştan ödünç almıştım. Belki şartlar farklı olsaydı kısa sürede bitiremeyebilirdim yani. Çünkü bazı yazılar birbirinin tekrarı gibi ve bu da beni çok sıkıyor.
         Söylemeden geçemeyeceğim. Bir de arka kapak yazısındaki “öykü” söylemi canımı sıktı biraz. Bence öykü denilemez bu yazılara ama neyse…

         Yine de okuyun…

2 yorum: