Köle
Işıl Parlakyıldız
Sokak Kitapları Yayınları
Kudretli
bir prensin bir köleye duyduğu tutku…
Bir kölenin efendisine olan aşkı…
Aslında Prens Edward’ın aklını kurcalayan sorunun yanıtı
gayet basitti. İkisi de sadece bedenlerinde özgürdüler. Edward ne prensti,
Jaymie ne bir köle. Dudakları, gözleri, elleri özgürce konuşuyordu. Birbirlerine
haykıramadıkları, söylemek isteyip susmak zorunda kaldıkları cümlelerdi
sevişmeleri.
Veliaht Prens Edward yatağını nice kadınlar süslerken tutkuyu
kölesinin gözlerinde bulduğunda aşık olabileceğini hiç düşünmemişti. Her istediğini
elde etmiş bencil Prens, Köle Jaymie’nin aşkıyla baş edebilecek mi? Aşkı için
savaşırken onu sırtından kimler vuracak? Kaybedişi, intikamı ve pişmanlığı
bulacağınız romanda iliklerinize kadar sevgiyi yaşarken, roman aşkın her halini
size sunacak. Sizi şehvetin, masumiyetin ve acının derinliklerine çekecek…
Gözyaşlarınız akarken tutku teninizi ısıtacak…
(Arka kapaktan)
Yani… Bu kitap için ne söylenir,
bilemiyorum. Kitabı ilk önce Watpatt’den okumaya başladım ve “Bu ne biçim şey
ya…” dediğimi hatırlıyorum. :) Devamını da gerçeğinden okudum. 22. yüzyılda ülkelerin monarşiyle yönetilmesi
beni çok şaşırttı. İnsan acaba olur mu öyle şeyler diye düşünmeden edemiyor. Tabii
bu yüzyılda kölelik sistemi de var.
Köle deyince cinlerim tepeme çıkıyor
zaten. Ama Jaymie ve Edward’ın arasındaki aşk güzeldi. Tabii sonra Jaymie’nin
köleliğini bu kadar kabullenmiş olmasına ve Edward’ın çığrından çıkıp deliye
dönmesine ve kıza eziyet edip durmasına çok sinir oldum.
Ama sonunda tatlıya bağlandı her şey. Güzel
kitaptı sonuçta. Güzel bir gün geçirtti bana.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder