2 Ocak 2015 Cuma

Papatya Falı

         


         Papatya Falı
         Rachel Gibson
         Nemesis Kitap

         Daisy, yüksek topuklu ayakkabılarının bir daha Lovett kasabasının tozuna bulanmayacağına dair kendine söz vermişti. Ama hayat işte… Geri dönmek zorunda kalacağını kim bilebilirdi ki…
         Üstelik her şey bıraktığı gibi duruyordu. Kız kardeşi hala biraz çılgındı. Annesi bahçesini pembe plastik flamingolarla dekore etemeye devam ediyordu. Yıllar önce buruk bir hikaye olarak ardında bıraktığı Jackson ise hala eski günlerdeki gibi çekiciydi. Daisy’nin, ona mutlaka anlatması gereken bir şey vardı; bir sır… Yıllarca sakladığı ve artık sonuna geldiği için mutlaka açıklamak istediği bir sır.
         Jackson ise durmadan karşısına çıkan Daisy’nin onu takip ettiği düşünmeye başlamıştı. Ondan uzak durmaya kararlıydı. Aynı hatayı tekrar yapmayacaktı; yapmayacaktı; yapmazdı, değil mi?
         (Arka kapaktan)

         Yılın ilk kitabıyla merhaba!
         2014’ün son kitabı bu serinin 3. kitabıydı. Evet, meğer okuduğum kitap bir serinin son kitabıymış. Seri kitaplar ama sadece olayın geçtiği mekan ortak. Onun haricinde olay ve kişilerin bir bağlantısı yok. O yüzden üçüncü kitaptan sonra birinciyi okudum.
         Gelelim kitaba… İlki yani serinin üçüncü kitabı daha eğlenceliydi bence. Bu da fena değildi de ne bileyim… Belki üst üste aynı yazarın kitaplarını okudum diye de bana öyle gelmiş olabilir.
         Bana adam çabuk yumuşadı gibi geldi ama yazarın sıkı takipçileri öyle düşünmüyor nedense.
         Bir kötü haber; ikinci kitap Türkçeye çevrilmemiş henüz. Bu da anlamsız geldi bana. Yani insan neden biri ve üçü çevirir de ikiyi atlar ki?! Yayınevi neyin kafasını yaşıyordu acaba? Neyse, İngilizcesi falan denk gelirse aslından okurum bir ara artık.
        


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder