31 Temmuz 2020 Cuma

Sarsıntı

 


Sarsıntı

Barış İnce

Can Yayınları

 

Sustunuz… Uzunca bir süre sustunuz. Niye böylesiniz? Böylesiniz işte. Sevdiğini hiç bağıra çağıra söylememişler gibisiniz. Haksızlık görünce dili tutulmuşlar gibi… Suskun. Bedeni huzurda namaza durmuş, kafası başka yerde münafıklar gibisiniz. Verdiğiniz sözleri yutmuş, ettiğiniz yeminleri bozmuşsunuz. Duyulmasından korkmuşsunuz. Olduğunuzdan cesur davranıp zayıflığınızı saklamışsınız. Sesinizin çok çıktığı anlarda boyun eğmişsiniz sanki… Aciz. Keşke söylemeyi değil duymayı öğrenseydiniz…

Barış İnce, büyük beğeni toplayan romanı Çelişki’den sonra okurlarını her anlamda “sarsacak” bir romanla karşımızda. “İsimsiz” bir adadaki esrarengiz cinayetler, ada halkını avcuna almış, mafyalaşmış bir dini grup, bir masa etrafında toplanıp hem kaybolan arkadaşlarının hatırasıyla hem de dostlukları ve aşklarıyla hesaplaşan üç arkadaş ve tüm gizemlere ışık tutacak sahipsiz bir günlük…

Sarsıntı, yalnızca bugüne değil Türkiye’nin tüm zamanlarına, artık katran bağlamış acı gerçeklerine dair, ustaca yazılmış bir roman.

(Arka kapaktan)

 

Bu kitabı Can Yayınları indiriminden aldım. Çıktığı zaman çok görmüştüm ellerde. Herkes çok bahsetmişti. Merak ediyordum. Yazarın Çelişki diye bir kitabı daha var, onu da merak ediyorum aslında.

Hikaye adada geçiyor. İstanbul’dan bankacılığı bırakıp göçen Levent, adada meyhane işletmeye başlıyor. Benim gözümde nedense Cunda Adası canlandı ama kitapta ada ismi geçmiyor hiç. Adı bilinmeyen bir ada. İstanbul’un adaları bile olabilir aslında. Bir masa etrafında toplanmış arkadaşların konuşmaları ve Levent’in günlüğü ile ilerliyor kitap.

Tarikatlar, seri cinayetler, şiddet, deprem, çocuk istismarı gibi konular var alt metinlerde. Kolay okunur bir kitaptı, bir oturuşta bitirdim ben. Biraz Uyku Sersemi biraz da Öyle Güzel Bir Yer Ki tadı aldım zaman zaman.

Tek sıkıntım kitabın orta yerinde sonunu öğrenmemizdi. Biraz daha geciktirilebilirdi bence.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder