Azil
Hakan Günday
Doğan Kitap
Deha
ile delilik arasında seyreden bir hayat…
“Önemli olan, Tanrı’nın bir enstrüman yaratmış olmasıdır.
İnsan denen bir enstrüman. Ancak yarattığı müzik enstrümanını çalamayan bir
usta gibi, Tanrı da insandan doğru sesi çıkaramamıştır. Bu yüzden, Tanrı hariç
bütün güçler insanı çalmış ve özellikle de şeytan en güzel melodilerini onunla
bestelemiştir.”
Sahip olduğun her bilgi, içinde çürüttüğün bir hücredir.
Azil, içinizdeki derin uçuruma, düşünme, fark etme ve
görme uçurumuna düşmek için bir fırsat. Ayaküstü düşebilirseniz ne âlâ! Aksi
takdirde Hakan Günday’ın bir sonraki romanını bekleyeceksiniz.
(Arka kapaktan…)
Tamam diyorum tamam. Artık bu adamın
tarzına alıştım. Ama olmuyor. Tamam, alıştığım bir kısmı var. Hep uçları
yazması hep uçlarda dolaşması. Onun dışında yeni bir kitabına başladığımda “Hah,
bunun sonu kesin böyle bitecek!” diyorum ama nafile, bambaşka bir şey oluyor. Ve
bu beni hem şaşırtıyor hem de mutlu ediyor.
Yıllardır okuyorum. Okumayı öğrendiğim
günden beri okuyorum. Hatta okumayı biraz geç sökmüş olmamdan dolayı hıncımı
ala ala okuyorum. Babamın okumam ilerlesin, akıcı olsun diye söylediği “Kızım,
ne görürsen oku!” sözünü hayat felsefem haline getirdiğim için okuyorum.
Balıkesir’deki kitaplığım, Kuşadası’ndaki kitaplığım, okulun kütüphanesinden
aldıklarım, arkadaşlarımdan aldıklarım, Balıkesir kütüphanesindeki tüm
kitapları okuyup, okuyacak kitap bırakmayışım… Yine de çok değiller. O kadar
çok kitap varken dünyada ve her gün sürü halinde de çıkmaya devam ediyorlarken
hiç de çok değiller.
Arık okuya okuya olsa gerek bir yazarın
kitabın sonunu nasıl bağlayabileceğini tahmin edebiliyor insan. Hatta bir
sonraki cümlesini bile. Hakan Günday’da ise bu pek mümkün olmuyor. Tamam, bu
kitapta biraz daha fazla hissettim. Bir sonraki cümleyi olmasa da hangi
düşüncelerle yazdığını anlamaya başlıyorum. Ama sonunu bilmek asla mümkün
olmuyor.
Yine beni çok şaşırtan, çok etkileyen
bir romandı. Yine rüyalarıma girdi, yine tüm hücrelerime işledi. Başka ne
denilebilir ki başka?! Alın, okuyun. Pişman olmazsınız.
Bu arada bu kitap adıma imzalı. İkinci
kez. Daha önce de okuyup bitirdiğim Az’ın imzalısı geçti elime.
Ama bu kitapta çok önemli bir şey daha
var benim için. Hakan Günday’dan “Yaz!” cümlesi.
Artık yazıyorum.
Kinyas ve Kayra’yı okumak için tık tık.
Malafa’yı okumak için tık tık.
Az’ı okumak için tık tık.
of çok özendim.hakan gündayım geldi,güzel tarif etmişsin:)
YanıtlaSil:) Teşekkür ederim.
YanıtlaSilYazar olarak apayrı bir yeri var Hakan Günday'ın..
YanıtlaSilİç ses, bence de. :)
YanıtlaSil