10 Ocak 2015 Cumartesi

Ali’m


Ali’m
Bir Türk Masalı
         Işıl Parlakyıldız
         Müptela Yayınları

         “Biliyordum, onu gördüğümde yine bütün kalkanların bedenimi saracak ve aşık ruhumu saklayacaktım. Artık hiç değilse kendime dürüst olma vaktiydi. Aslı ruhuma işlemişti işlemesine de ben bunu istiyor muydum? Hoş aklıma, ruhuma girerken bana sorduğu yoktu ama korkuyordum. Hiçbir şeyden korkmadığım kadar korkuyordum.”
            Ali Aral, nam-ı diğer Ali’m… Karanlık ve acımasız bir hayatı seçmek zorunda kalan, korkularını ve pişmanlıklarını kör bir cesaretin arkasına saklayan bir adam… Ali’m, yetimliğinin acısını; Duygu’ya can, Bekir’e kan, Sado’ya yıkılmayan duvar olarak unutmuştu. Hercai arzuların efendisiyken, bir gün hayatına gökten zembille inen Aslı’yla tanıştığında hayatındaki en büyük eksikliğin ne olduğunu anladı: Aşk… Fakat hayatındaki eksik şeyi yerine koymak sandığı kadar kolay olmayacaktı.
            Ali’m, Aslı için yanmayı ve yakmayı öğrenebilecek miydi? Öksüz ruhuna, kana bulanmış geçmişine aşkı anlatabilecek miydi? Ondan kaçan kadını, onu kendinden bile çok seveceğine inandırabilecek miydi?
            Hercai arzuların ebedi aşka dönüştüğü Bir Türk Masalı daha…
            (Arka kapaktan)

         Ali tam bir Türk erkeği… Aslı’yı ne kadar severse sevsin bir türlü sevdiğini söyleyemiyor, hissettiremiyor. Tabii bunda kimsesizliğinin, öksüzlüğünün de payı büyük de tam bir Türk erkeği ya. Dışı kaba saba, höt höt bir adam ama içi yumuşacık. Çabalaya çabalaya öğreniyor aşkını göstermeyi.
         Kitabı sevdim ama yer yer hatalar vardı. Rahatsız etti beni. Tamam birazcık. :)
         Ben en çok Duygu’yu sevdim ama. Belki de ilk onu okuduğumdan olsa gerek. O benim birincim. :)
         Bu arada inşallah yazarı Sedat’ı da yazar. Ben en çok onu merak ediyorum. Işıl Hanım’a duyrulur. :)


2 yorum:

  1. en sonunda bana da okutucan bu seriyi :)

    YanıtlaSil
  2. Adı ilgini çekti, değil mi? :) Duygu'daki bir karakter bu Ali. Oku sen de. Sevecek misin bakalım. :)

    YanıtlaSil