Halikarnas Balıkçısı’nın Kızından
Anılar Akın Akın
İsmet Kabaağaçlı Noonan
Bilgi Yayınevi
Balıkçı’dan
mektup gelir sel gibi
Merhaba’sı püfür püfür yel gibi
Bir Akdeniz var sanki yüreğinde
Saçar dünyaya cömert bir el gibi
(Sabahattin Eyüpoğlu’nun 1946’daki Mavi Yolculuktan sonra
babama gönderdiği dizeler)
Bizim avluya bir masa kondu. Safiye Abla (Safiye Ayla)
masanın üzerine çıktı; tüm benliğiyle, yüreğiyle, büyük bir heyecanla birbiri
adına, sevilen şarkılarını söylüyor; insanlarda çıt yok, sadece gözyaşı ve
alkış…
Kimler yoktu ki… Madam Roji Sabo, Sabahattin Ali, Sabahattin
Eyüpoğlu, Ruhi Su… Biraz demlendikten sonra Ruhi Su’nun “Bin destan azdır sana,
bir koca kurtarana!” diyen gür ve bas sesi duyuldu. Ne sesti o yarabbim!
Babam gibi deli-dahi bir insanla bu kadar uzun bir yaşam
sürmek zordu. Ama babam da tercihini hep annemden, Hatico’dan yana kullandı.
Hatırladığım sadece, mavi atlasa sarılmış, narenciye
dalları, kalalar, palmiyeler, begonviller, mimozalara bulanmış babamı
Bodrumluların omuzlarına almalarıydı. Ben babamın bu insan selinde, yukarıya
doğru uzanan eller üzerinde, bir elden diğerine uçarcasına geçip gittiğini
gördüm…
(Arka kapaktan…)
Bir gün vize işlemlerimi bitirmiş ofise
dönerken hep önünden geçtiğim kitapçının vitrinine bakıyordum ve İsmet
Kabaağaçlı Noonan adını okudum. Kafamda bir soru yandı söndü o an. Nasıl Kabaağaçlı?
Bizim bildiğimiz Kabaağaçlı mı dedim ve zınk durdum. Geri dönüp bu kez
dikkatlice bakınca gördüm ki Balıkçı’nın kızından diyor. Tabii ki daha fazla
bakmama gerek yoktu. Hemen içeriye girip kitaba bakmak istediğimi söyledim. Elime
alınca baktım ki gerçekten Halikarnas Balıkçısı’nın kızının ağzından bir anı
kitabıydı bu. O dakikadan sonra fazla düşünmeme gerek yoktu açıkçası. Hemen aldım
kitabı.
Bilenler bilir Balıkçı’yı adeta dedem
gibi sevdiğimi, kendisinden bahsederken gözlerimin parladığını ve kendisiyle
tanışamamış olduğum için ne kadar üzgün olduğumu. Bu blogda da okuduğum
kitaplarının yazılarını bulabilirsiniz.
Balıkçı’nın kitaplarını okurken hep
ailesini merak ederdim açıkçası. Çok bahsetmez kitaplarında ailesinden Balıkçı.
Özellikle karısı Hatico’yu çok merak ederdim doğrusu. Böyle bir adamın karısı
nasıl biridir? O kadar sürgün, tutukluluk, yoksulluk zamanlarını nasıl geçirmiş…
gibi gibi bir sürü soru vardı aklımda.
Kitapta Balıkçı’nın kızı İsmet
Kabaağaçlı Noonan’ın çocukluğundan günümüze kadar olan anıları yer alıyor. Zaman
zaman gözlerim dolarak hatta bazı yerlerde ağlayarak okudum. Siz bilmezsiniz
ben çok sulugöz bir insanım. :) Halikarnas Balıkçısı’nın hala ülkemizde
değerinin çok anlaşılmadığını düşünüyorum. Müthiş bir değer ama kıymetini
bilmiyoruz.
heeeey sağol okunurmuuş :) vize, nereye gidiyoooon :)
YanıtlaSilMaalesef ben bir yere gitmiyorum. Yurt dışı vize işlemleri yapan bir acentada çalışıyordum. Ama ay başından beri işsizim artık. :)
SilOkursan güzel olur. Balıkçı malum, dedem gibi. Onunla ilgili her şey güzel. :)