Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Peyami Safa
Ötüken Neşriyat A.Ş.
Ah… Bu kitabı okumak için ne kadar geç
kalmışım. Çok, çok güzel bir kitaptı.
Ama yine de her kitap için doğru bir
zamanlamanın olduğuna inanıyorum ki ben de hastayım bu aralar. Tabii ki öyle
bünyevi bir hastalık değil. Allah büyük acılardan korusun. Boğazım ağrıyor,
bademciklerim şiş sadece. Ama işte can yakıyor az da olsa.
Kitap da hasta bir çocuğu anlatıyor ki
bunun Peyami Safa’nın çocukluğu olduğu söyleniyor. Bazı ruh tahlilleri çok
güzeldi kitapta. Ne varsa eskilerde var yahu!
Bir de en büyük utancım bu kitabın
hapishanede geçen bir öyküyü anlattığını düşünmemdi. Yıllardır kitaplığımda idi
bu kitap (Balıkesir’de). Son gittiğimde bir sürü kitap getirdim bununla
birlikte. Okumak da bugünlere kısmetmiş. Meğer benim hapishane koğuşu olarak
düşündüğüm şey hastane koğuşuymuş. Çok utanıyorum kendimden. :/
Hala benim gibi bu kitaba geç kalmış
olanlarınız varsa mutlaka okuyunuz. Tavsiyemdir.
En çok sevdiğim paragrafı da not
düşeyim hemen:
"Öyle
bir yaşta idim ve öyle bir mizaçta idim ve çocukluğumda o kadar az oyun
oynamıştım ve aldatmasını o kadar az öğrenmiştim ki, yalan bana suçların en
ağırı gibi geliyordu; ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın
bile bun nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. Yalana her şeye isyan etmelidir.
Eşya bile: Damlardan kiremitler uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp havada
bir saniye içinde toz duman olmalıdır, camlar kırılmalıdır hatta yıldızlar
düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır filan... Zavallı müharik..."
Peyami Safa / Dokuzuncu Hariciye Koğuşu / S: 51
Spoiler alertt :D
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilNeresindeymiş hani?! :)
YanıtlaSilDün ayni kulakliklarin siyahini aldim :))
YanıtlaSilÇok kullanışlılar değil mi, ahukader? :)
YanıtlaSilEvet cok sevdim. Yanlari kafamdan biraz uzak kaliyor ama olsun :)
YanıtlaSilAyarlanabiliyor benimki. Sizinki öyle değil mi?
YanıtlaSil