30 Temmuz 2014 Çarşamba

Yüzleşme

        


         Yüzleşme
         Nora Roberts
         Epsilon Yayınları

         Yüz elliden fazla romanıyla, Amerika'nın en çok satan kadın yazarı Nora Roberts, gerilim ve aşk dolu bir hikayeyle okuyucuyla buluşuyor…
            Phoebe MacNamara’nın aile hayatı da iş hayatını aratmayacak sorun ve travmalarla doludur. Evden dışarı adımını atmayan bir anne, babasız yetişen bir kız çocuğu ve ölmüş olmasına rağmen, varlığıyla evi kuşatan dominant büyük kuzen… Ve işiyle ailesine olan bağlılığı yüzünden yıllardır uzak kaldığı aşk…
            Phoebe, bunca olay içinde tutku ve heyecan dolu bir ilişkiyi yürütmeyi başarabilecek midir?
            (Arka kapak)

         Kuşadası o kadar sıcak ki hiçbir şey yapmak gelmiyor içimden. İşe gitmeyecek olsam gündüz uyur gece serinde ayaklanırdım hatta ama maalesef olduramıyorum bunu.
         Çok sık kitap bitiremiyorum zaten yoğunluktan, yorgunluktan. Aynı zamanda da ağır kitaplara tahammül de edemiyorum bu ara. Gerçi böyle kitaplarda cinlerimi tepeme çıkarıyor ama okumak da lazım. Neyse ki bu kitap vıcık vıcık bir aşk kitabı değildi.
         İçine biraz polisiye ve gizem de serpiştirilmişti de okuyabildim.

         Dili bana çok yüzeysel gelse de okunabilir. Bu sıcaklar bitinceye kadar bir iki tane daha böyle kitap okuyabilirim, kim bilir. 

21 Temmuz 2014 Pazartesi

Deliler Boşandı

        


         Deliler Boşandı
         Aziz Nesin
         Adam Yayınları
        
         Aziz Nesin’i çok severim çoğu insanın aksine. Severek okudum bugüne kadar elime geçen kitaplarını.
         Ama bu kitabı sevmemin başka bir sebebi daha var. Bu kitabı Kuşadası-Yeniköy İlköğretim Okulu’nun kitaplığından aldım. 17-23 Nisan 2014 tarihleri arasında derneğimizin (ÇYDD) Köyde Şenlik Var isimli projesiyle okulu boyamış, tadilatlar yapmıştık. Kitaplığını da düzenlemek için (çünkü yaş gruplarına uygun kitapları yoktu hiç) üniversitede 1,2,3 ve 4. sınıflara yönelik bir kitap kampanyası da düzenledik. Kitaplığı düzenlerken de çocukların yaş gruplarına uygun olmayan kitapları okul müdürü (okulda sadece 2 öğretmen var ve yeni açılan ana sınıfının öğretmeni var) istediğimiz kitabı alabileceğimizi söylemişti. Bu kitap da seçtiklerim arasında.
         Kitabı her alışımda o bir haftayı, eğlenerek, gülerek çalışmalarımızı, nasıl da yorulduğumuzu ama ortaya güzel bir şey çıkardığımızı hatırladım hep. :)
         Kitaba gelecek olursak da klasik Aziz Nesin tarzı diyebilirim. Öykülerden oluşuyor bu kitap ve güldürürken hep düşündürüyor. En sevdiğim yazı ise kitabın son yazısı olan “Nasıl Yazıyormuşum?” isimli yazısı. Buna öykü denilemez pek. Daha çok röportaj gibi. Böyle yazılarla insan kendini yazara bir adım daha yaklaşmış hissediyor.

         

17 Temmuz 2014 Perşembe

Ben Nojoud 10 Yaşında Bir Dulum

         


         Ben Nojoud 10 Yaşında Bir Dulum
         Bir Çocuk Gelinin Dramı
         Nojoud Ali

         Yemenli Nojoud henüz on yaşındayken evlendirilmek üzere otuzlu yaşlardaki bir adama satıldı. Ailesinden, çok sevdiği kardeşlerinden koparılıp zorla Yemen’in izbe bir köyüne gönderildi. Ailesine, kocasının Nojoud’un ergenlik çağına girene kadar dokunmayacağına dair söz verilmişti. Ancak bu söze sadık kalınmadı. Verdiği sözü unutan kocası, Nojoud’un bir genç kız olmasını beklemeden evlendiği gece onunla zorla birlikte oldu. Nojoud gündüzleri kayınvalidesi tarafından, geceleri ise kocası tarafından iyi ay boyunca fiziksel ve duygusal şiddete maruz kaldı.
         Ve Nojoud bu kabusu yaşarken yalnızca 10 yaşında bir çocuktu.
         Ama Nojoud pes etmedi. Tüm Yemen’e ve başka memleketlerde aynı kadere mahkum edilen insanlara örnek olacak bir serüvene imzasını attı. Yaşadoığı topraklarda eşine benzerine rastlanmamış bir hikayenin başkahramanı oldu; kocasından boşanmak için gizlice evinden kaçarak mahkemeye gitti ve yargıcın kapısını çaldı.
         Cesur Nojoud’un ailesine ve Yemen geleneklerine meydan okuyuşu tüm dünyada yankılandı ve Orta Doğu’daki tüm kadınlar için ilham kaynağı haline geldi.
         Ve Nojoud eşsiz hikayesiyle tüm dünyanın vicdanını bir kez daha sorgulamasına sebep oldu.
         (Arka kapak)
        
         Çok akıcı bir dili vardı kitabın. Hemen bitti. Ama çok ama çok üzücü bir olay. Nojoud 2009’da yılın kadını ödülünü almış.
         Kaçırılma ya da tecavüzü önlemek için oralarda kızlar hep bu yaşlarda evlendiriliyormuş. Bir nedeni de Hz. Muhammed’in 9 yaşındaki kızı nikahına alması. Din neden hep istenildiği gibi yorumlanır?! Fakat o yaşta evlendirilince de kocası tecavüz etmiş oluyor. Çünkü hiçbirine sorulmuyor bu kızların, sen evlenmek istiyor musun, bu adamla yatmak istiyor musun diye.
         Kızıyor insan. Üzülüyor, canı çok yanıyor. Yine de bir şey değişmiyor. Çaresizlik hissediyor dört bir yanında. Eğitimsizliğin sonuçları nelere yol açıyor diye geçiyor içinden. Sonra yeniden üzüntü, yeniden kızgınlık.
         Çok karmaşık duygular içinde okudum bu kitabı. Kitapçıda kaç kere elime alıp geri bırakmıştım. Ama sonunda alıp okudum. İyi ki de okumuşum.



         

Fısıltılar

         


         Fısıltılar
         Bin/Bir Kadın Sövgüsü
         Münir Göle
         Can Yayınları

         İş hayata geldiğinde, yazmak hep yeniden yazmak’tır. Her yenilik, her yeni iş, her yeni sevgili, her yeni surat, her yeni tat, duygu, ses, koku, her yeni heyecan, her yeni acı, her yeni zevk öncekileri yeniden tanımlamaya zorlar seni. Yeniden yazmaya, yeniden yeniden yazmaya.
            Romalı Apuleius’un çok kadınlı bir öyküsü. Öyküyü yeniden yazmaya girişen ve bunu yaparken kadınlara sövüp sayan bir erkek kahraman. Arada yazıya karışmayı, anlatıcıyı kışkırtmayı iş edinen bir başka erkek. Kadınlarla, fısıltılarla örülü bir diyalog. Yazdıkça kızan, kızdıkça yazan, konu dışına taşmaya meraklı anlatıcı, kendisine mutlak gibi görünen katı saptamalarıyla, kendini bir düğümün içinde, koca bir kabusun orta yerinde buluyor. Münir Göle, çok katmanlı, farklı kültürlere kapı aralayan yeni romanı Fısıltılar’da sinsi sinsi, biraz haince damarımıza basıyor.
            (Arka kapak)

         İlk başladığımda çok fazla heyecanlandırmıştır bu kitap beni. Bir anlatıyı yeniden yazma fikri çok ilginç gelmişti çünkü. Zaten bildiğimiz hikayeyi yeniden nasıl yazabilir diye merak etmiştim. Ama yeniden yazmak hakkında yazdığı bölümü geçtikten sonra bana sıkıntılar basmıştı. Ortalarına kadar sıkıntıdan patladım yani. Sonra bir hareketlendi, güzelleşti. Ama sonuna doğru yine aynı sıkılgan duyguyla doldum taştım.
         Zar zor bitirdim ama ben de bittim. Güzelcene de bir kitaptı ama herhalde ben zamanında değildim bu kitabın. Bir de tabii bir kitap elimde üç günden fazla duruyorsa ben cinnet seviyesine geliyorum. Kitap ne kadar güzel de olsa bir soğuyorum. Aslında da çok seviyorum. İşte öyle karışık bir şeyler.

Mitolojik öykülerden hoşlanıyorsanız güzel bir kitap.

14 Temmuz 2014 Pazartesi

Saftirik Greg’in Günlüğü

         


         Saftirik Greg’in Günlüğü
         Jeff Kinney
         Epsilon Yayınları

         Daha önce de söylediğim gibi, bir gün çok ünlü olucam, ama şimdilik bir gerizekalılar ordusuyla okula tıkılmak zorundayım!
         Çocuk olmak zor iştir. Hiç kimse bunu, kendini birdenbire  henüz gelişimini tamamlayamamış “afaklıklarla” her gün tıraş olmak zorunda olan “azmanların” aynı sıraları paylaştığı ortaokulda bulan Greg Heffley’den iyi bilemez.
         SAFTİRİK’İN GÜNLÜĞÜ’nde, yazar ve ilüstratör Jeff Kinney bizi çok ilginç bir kahramanla tanıştırıyor. Greg’in de günlüğünde söylediği gibi:
         Kimse benden “Sevgili Günlük, bugün kendimi şöyle hissediyorum,” filan yazmamı beklemesin! İşte o kadar!
         Greg Heffley’in maceraları sizi çok eğlendirecek!
         (Arka kapak)

         Evet, biliyorum bu bir çocuk kitabı olarak geçiyor. Ama ben bu kitabı (ve serisini) hep okumak istiyorum. Her kitapçıya gidişimde bunu “Ben bu kitabı istiyorum ya…” diyip diyip duruyordum. Sonunda okudum. :)

         Greg’in maceraları eğlenceli. Tavsiye ederim.