Kızıla Boyalı Saçlar
Kostas Mourselas
Çeviren: Kosta Sarıoğlu
Kırmızıkedi Yayınevi
“Taksitle
kitap sattığı bir kız vardı. Ona ha bire kitap götürüyordu ama o hiç ödeme
yapmıyordu. Bir sabah Aleka’nın, yirmi bin drahmiden fazla tutan kitap
alışverişi yaptığının farkına vardığında durumun ciddiyetini anladı. “Aleka
neler oluyor? Babana birkaç kuruş vermesini söylesene,” dedi. “Benimle evlen,
ödeşelim. İster misin?” dedi Aleka da. Bu dünyada her şeyi doğal karşılayan
Luis kabul etti. “İsterim,” dedi.”
14 yıl önce Türkçede ilk yayımlandığında kısa sürede en
çok okunan kitapların başına yerleşen, yine kısa sürede 100.000’den fazla okura
ulaşan Kızıla Boyalı Saçlar’ın sıra dışı kahramanı Luis, kendini özgürlüğe
adamış, bir insana, bir işe, bir yere kesinlikle bağlı kalmak istemeyen,
kafasına eseni yapan, hayallerinin peşinden koşan sevimli bir serseri.
Zorbalar, serseriler, fahişeler, genelevler, kenar
mahalleler, gecekondular, erkek delisi kadınlar, kadın delisi erkekler, üçkağıtçılar,
küçük burjuvalar, eski solcular, dolandırıcılar bu kitabın dokusunu
oluşturuyor. Bu dönemin ve insanlarının resmini çizen Kızıla Boyalı Saçlar,
okuru kışkırtıyor, gözlerini gerçek hayata, hayatın gerçeklerine çevirmesini
sağlıyor. Yalın ve mizah dolu bir anlatım; egemen sisteme ve sistemin
savunucularına, benimseyenlerine karşı gözü pek, alaycı, sert bir eleştiri.
Yazarın tanımıyla “Kızıla Boyalı Saçlar insan özgürlüğüne
yazılmış bir övgü.” Her birimiz içimizden Luis gibi olmayı biraz arzular, ama
onun gibilere imrenmekle, öykünmekle kalmaz mıyız?
(Arka kapaktan…)
2017’de almıştım bu kitabı. Yani uzun
zamandır kitaplıkta beklemiyordu. Yılın son zamanlarında hedefimi
tamamlayabilmek için beni yormayacak kitaplar seçtim, itiraf ediyorum. Ama Aralık
ayının son günlerinde bu kitaba başladım ama zaten hedefimi tamamladığımdan hem
de Luis’ın hızından başım döndüğümden yavaş yavaş okumak istedim.
Luis değişik bir karakter. Yanar döner
bir adam ama ne olursa olsun özgürlüğünden ödün vermiyor. Bu arada Luis ve
arkadaşlarının kadınlarla olan ilişkilerini okurken baygınlık geçirmek
seviyesine gelmiş olabilirim. Bu kadar hovarda bir takım daha olabilir mi yahu!
Neyse çok fazla konuşup da kitabı anlatacak değilim.
Açıkçası kitabın son 100 sayfasına
kadar ismiyle bağlantısını bir türlü kuramadım. Sonunda anlıyorsunuz tabii
neden bu adı aldığını ama öyle aman Allah’ım bu kitap hayatımın anlamını
bulmamı sağladı derecesinde bir kitap değildi benim için. Sadece diğer
ülkelerin siyasi tarihlerini bilmediğimden Yunanistan’ın siyasi tarihinden de
bihabermişim. Bu kitabı okurken yine bu konu üzerine okumalar yapmam
gerektiğini bir kez daha anlamış oldum. Bu arada onlar da ne kadar
zorlanmışlar.
İnsan ne değişik bir yaratık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder