Tanrı Mandalina Ağacına Tırmanınca
İrem Karabaş
Alakarga yayınları
Sahi
onlar hangi zamanlardı? Çamaşırların iplerde unutulduğu, yataklarımızda is ve
kurum kokusuna uyandığımız sabahlar. Kızarmış ekmek kokusunda içilen tavşan
kanı çayların, o çaylara eşlik eden, babamın “Münevve şu bileziği ver de
bozduralım,” sataşmalarının, o sataşmaları her seferinde ciddiye alan annemin “Kefen
param,” diye ayak diremelerinin yerini alan; o tatsız tuzsuz sabahlar...
Yemeklerin başını beklemek için bir nedeninin kalmadığı, dibi tutmu
tencerelerde pişmiş yemekleri, ağzımızda geveleyerek yutmaya çabaladığımız
zamanlar.
İlk
öykü kitabını yayınladığımız İrem Karabaş, yalın dili ve özenle seçilmiş
cümleleriyle, gündelik hayatın, kopuşların ve savruluşların resmini çiziyor. Karabaş’ın
kendi dili ve üslübuyla öykücülüğümüzde iz bırakacağına inanıyoruz.
(Arka
kapaktan)
Öykü okumayı çok severim. Yazarın ilk
öykü kitabıymış bu kitapta. Dilini oldukça akıcı buldum. Bana göre çok çarpıcı
öyküler olmasa da güzeldi diyebilirim.
Alakarga Yayınları’nın kitaplarıyla
yeni tanışıyorum. Daha önce yayınevini bilmemem rağmen kitapları elime
geçmemişti. Farklı yazarlar okuyabilmek adına birçok kitabını edindim. Okudukça
yorumlarımı yazıyor olacağım. Ama genel olarak güzel kitaplar bastıklarını
gördüm. Ve bu kapak tasarımları çok hoşuma gitti. Sanırım şimdilerde kapak
tasarımları değişmiş ama ben bu sade hallerinden çok hoşlanıyorum. Kısmet olursa
bu beyaz kapaklı yayınlarını toplamak isterim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder