Sarsıntı
Barış İnce
Can Yayınları
Sustunuz… Uzunca bir süre sustunuz. Niye böylesiniz?
Böylesiniz işte. Sevdiğini hiç bağıra çağıra söylememişler gibisiniz. Haksızlık
görünce dili tutulmuşlar gibi… Suskun. Bedeni huzurda namaza durmuş, kafası
başka yerde münafıklar gibisiniz. Verdiğiniz sözleri yutmuş, ettiğiniz yeminleri
bozmuşsunuz. Duyulmasından korkmuşsunuz. Olduğunuzdan cesur davranıp
zayıflığınızı saklamışsınız. Sesinizin çok çıktığı anlarda boyun eğmişsiniz
sanki… Aciz. Keşke söylemeyi değil duymayı öğrenseydiniz…
Barış İnce, büyük beğeni toplayan romanı Çelişki’den
sonra okurlarını her anlamda “sarsacak” bir romanla karşımızda. “İsimsiz” bir
adadaki esrarengiz cinayetler, ada halkını avcuna almış, mafyalaşmış bir dini grup,
bir masa etrafında toplanıp hem kaybolan arkadaşlarının hatırasıyla hem de
dostlukları ve aşklarıyla hesaplaşan üç arkadaş ve tüm gizemlere ışık tutacak
sahipsiz bir günlük…
Sarsıntı, yalnızca bugüne değil Türkiye’nin tüm
zamanlarına, artık katran bağlamış acı gerçeklerine dair, ustaca yazılmış bir
roman.
(Arka kapaktan)
Bu kitabı Can Yayınları indiriminden aldım. Çıktığı zaman
çok görmüştüm ellerde. Herkes çok bahsetmişti. Merak ediyordum. Yazarın Çelişki
diye bir kitabı daha var, onu da merak ediyorum aslında.
Hikaye adada geçiyor. İstanbul’dan bankacılığı
bırakıp göçen Levent, adada meyhane işletmeye başlıyor. Benim gözümde nedense
Cunda Adası canlandı ama kitapta ada ismi geçmiyor hiç. Adı bilinmeyen bir ada.
İstanbul’un adaları bile olabilir aslında. Bir masa etrafında toplanmış
arkadaşların konuşmaları ve Levent’in günlüğü ile ilerliyor kitap.
Tarikatlar, seri cinayetler, şiddet, deprem, çocuk
istismarı gibi konular var alt metinlerde. Kolay okunur bir kitaptı, bir oturuşta
bitirdim ben. Biraz Uyku Sersemi biraz da Öyle Güzel Bir Yer Ki tadı aldım
zaman zaman.
Tek sıkıntım kitabın orta yerinde sonunu
öğrenmemizdi. Biraz daha geciktirilebilirdi bence.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder