Oyun Dürtüsü
Juli Zeh
Çeviren: Itır Arda
Metis Yayınları
“Bu, lanet olası bir aşk romanı değil!”
“Ne peki?”
“Sıradan hayat.”
Kartallar ve Melekler ile tanıdığımız
Juli Zeh bu romanında, fikirlerin, ideolojilerin, dinlerin, barışa inancın,
insan haklarının ve demokrasinin yerine pragmatizmi koyan iki özel okul
öğrencisinin öyküsünü anlatıyor. İnsanların kalan son varoluş şeklinin de bu
oyun olduğunu düşünen Alev ile “nitelik edinmeyi” gereksiz bulan, aptallığa
duyduğu nefreti zehir gibi sözlerle dile getiren Ada’nın öyküsünü...
Juli Zeh, “iyi-kötü” ayrımının yerini
“işlevsel-işlevse olmayan” ayrımına bıraktığı, ahlakın bir endüstri normuna
dönüştüğü ve gerçekliğin kendi kopyalarını taklit ettiği çağımızda, insani bir
şey hissedebilmek için kalp piline gerek duyan neslin bu iki üyesini
anlatırken, bir yandan da Greenpeace ile El Kaide, Hollywood ile 11 Eylül
arasındaki paralelliklere işaret ederek dünyamızın bugünkü durumuna,
toplumların yapısına ve insanlar arasındaki ilişkilere alışılmışın dışında bir
bakış açısı sunuyor. Hukuk eğitimi de görmüş olan ve gerek analiz yeteneği
gerekse üslubu ile eleştirmenlerin takdirini kazanan yazar, kitabında değişen
zaman karşısında değerler ve yasaların konumunun yanı sıra adalet, hukuk, dil
ve gerçeklik kavramlarını da sorguluyor.
(Arka kapaktan...)
Bu kitabı en son ayrıldığım iş yerinden
bir arkadaşım hediye etmişti. Hep okumak istiyordum ama kalın diye de
bitiremezsem diye de bir korkum vardı. Nitekim öyle de oldu. Nisan ayında
okumaya başlayıp mayısta bitirebildim.
Uzun zamandır çok sevemediğim kitaplar
okuduğum için bu kitaba başlayınca biraz şaşırdım. Hatta büyülendim
diyebilirim.
Ada ve Alev’in hikayesini anlatıyor
kitap. Aklınıza gelebilecek her türlü düşüncenin, ideolojinin yerine
pragmatizmi koyuyor bu çocuklar. Ve bunun yanında da müthiş bir umursamazlık
hakim hallerinde.
Her eylemi bir oyun dürtüsü olarak
gören Alev yüzünden bazı işlere kalkışıyorlar ve sonu biraz değişik bitiyor.
Aslında tam olarak da böyle planlanıyor ama yine de insan başka bir şey olur da
o son yaşanmaz diye bekliyor nedense.
Ve son bölümde de harika bir savunma
vardı Ada tarafından yapılan. En çok o kısma bayıldım desem yalan olmaz. Yani
neredeyse 16 yaşına girmiş olan kızdan böyle bir savunma gelmesi. Harikaydı.
Tek kelimeyle harikaydı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder